www.kriminoloji.com
SUÇUN NEDENLERİ – SUÇ ETOLOJİSİ
Prof.Dr.
Timur DEMİRBAŞ[1]
© www.kriminoloji.com 2002
GENEL OLARAK:
19’uncu yüzyıl başlarından itibaren,
biyolojik, antropolojik ve psikolojik girişimler, suçlu insan üzerine yapılan
çalışmalarda dikkate alındı. Aristo, çok önceleri kafatası şekli ve ruhi
istidat arasında bir ilişkiyi tahmin etmişti. Fakat bilimsel olarak ilk defa
18’inci yüzyılda problemle ilgilenilmiştir[2].
Kriminolojinin amaçlarından birincisi
suçun nasıl doğduğunun açıklanması olduğundan, bilimsel kriminoloji tarihinde
kriminoloji teorilerinin her zaman önemli bir rol oynaması mucize değildir.
Hatta Lombroso’dan önce suçluluğun oluşumu üzerine teorik düşünceler bulunmakla
birlikte, ancak Lombroso ile ilk defa başlayan bilimsel açıklama teşebbüsleri
teori olarak vasıflandırılabilir. Suç antropolojisi içerisinden bulunan bir
biyolojik suçluluk mücadelesi girişimleri, suçluyu bedensel olarak araştıran
Gaimbattista della Porta (1535-1615)’in araştırmalarına kadar gider. Bu arada
John Kapsar Lavater’in (1741-1801) fizyonomik (insanın gelişimini açıklayan
bilim) çalışmaları heyecan yaratmış ve Franz Joseph Gall (1758-1828)
Perenolojiyi (iskelet, antropolojinin bir kısmı) kurmuştur. Takip eden sürede
kriminolojide çok sayıda kriminolojik teori gelişmiş olup, onlardan sadece
önemli ve şu anki tartışmada belirleyici olanlar üzerinde durulacaktır[3].
Kriminoloji teorileri kendilerini iki
şekilde sistemize ettirirler, bu sistem çok kuvvetli değildir. Suçluluk
teorilerinin bu gün geçerli objektif temsil edilebilir ayırımı, “açıklama
girişimleri” ve “tanımlama girişimleri” olmak üzere ikiye ayrılır. Farklı
açıklama konularını dikkate aldığı için bu ayırım anlamlıdır. Eski suçluluk
teorileri, niçin insanların ceza hukuk tarafından cezalandırılan hareketleri
yaptıklarını açıklamayı denerken; yeni tanımlama girişimleri, niçin belirli
insanların suçlu olarak tanımlandıklarını açıklamak isterler. Bu yüzden, niçin
hareketlere girişildiğinin öğrenilmesi tanımlama girişimine bağlı değildir;
bilakis, niçin insanların suçlu olarak tanımlandıklarına bağlıdır. Bunlar
hareketin açıklanmasına hiç uymaz, bilakis hareketin nitelendirilmesine uyar.
Kriminoloji açısından suçu
anlaşılabilir yapan dört unsur dikkat çekicidir[4]:
1)
Kişiliği
oluşturan gerçekler; Failin yapısı,
2)
Kişiliği
gösteren gerçekler: Gelişim durumu,
3)
Kişiliğe
şekil veren gerçekler: O ana kadar yaşayıp öğrendikleri,
4)
Fiile
şekil veren gerçekler: Fiil zamanındaki dış etkiler.
Kişilik, ruhi ve sosyal faktörlerin
oluşturduğu bir bütündür. Kalıtım onun hammaddesini ortaya koymakla birlikte,
aile, arkadaşlar, okul, komşular ve mahalle ve millet de dahil olmak üzere,
çevre bunu şekillendirir. Kişiliğin oluşumu ve gelişiminde etkili olan bu
kalıtımsal ve sosyal faktörlerin önemlerini belirlemek ve bunlardan hangisinin
daha büyük rol oynadığını saptamak amacıyla çeşitli araştırmalar yapılmıştır[5].
Mannheim, bu faktörleri üç ana gruba
ayırır[6]:
1)
Fiziki-antropolojik-biyolojik,
2)
Psikolojik-psikiyatrik,
3)
Ekonomik-sosyal.
Fiziki faktörler
Ruhi-psikolojik faktörler SUÇ
Sosyal faktörler
Şekil-1: Suçu doğuran
Faktörler
Sosyal ve ekonomik faktörler gibi,
fiziki-antropolojik-biyolojik faktörler yalnızca bir psikolojik veya
psikiyatrik faktörün transformasyonu vasıtasıyla etkili olabilirler[7].
Demografik
Nedenler
Ekonomik
Nedenler
Psikolojik
Politik Nedenler (Bireysel-Sosyal-Psikolojik Ned.)
Sosyal
Nedenler Teknik
Gelişmeler
Yapısal
Nedenler
Şekil-2: Suçun Nedenleri
(Kaiser, Kriminologie, 246)
Biz de, suçun nedenlerini açıklama bakımından
suçluluk teorilerini,
1)
Biyolojik,
2)
Psikolojik-psikiyatrik
3)
Sosyolojik-sosyopsikolojik
4)
Suçluluğu
çok sayıda faktöre bağlayan suçluluk teorileri şeklinde dört grupta
inceleyeceğiz.
DİPNOTLAR:
[1] Bu yazı Sayın Prof.Dr. Timur Demirbaş’ın
Seçkin Yayıncılık’tan çıkan “Kriminoloji” kitabından tanıtım
amacıyla alınmıştır. (Prof.Dr. Timur Demirbaş, Seçkin Yayıncılık, Kriminoloji,
Ankara, 2001, 1.Baskı, s.93 vd.) Amacımız suç konusunda çıkan kitaplardan,
dergilerden, yazılardan sizleri haberdar etmek; bilgi evrenine ve Türk
kriminolojisine (suç bilimine) katkıda bulunmak ve topluma faydalı olmaktır.
Daha detaylı bilgi için ilgili kitaba başvurmanızı özellikle tavsiye ederiz. www.seckin.com.tr
[2] Mergen, 73 vd.
[3] Kürzinger, 70 vd. Mergen, 74.
[4] Exner, 35.
[5] Enç Mitat, Ruh Sağlığı bilgisi, 9. bası,
İstanbul 1984, s.32.
[6] Mannheim, I, 233.