www.kriminoloji.com
KRİMİNOLOJİ
NEDİR?
Erol TUTAR
© www.kriminoloji.com
2002
Kriminoloji;
Latince crīmen, “suçlama” ve Yunanca λογία,
-logia[1]
“bilim” kavramlarından oluşan ve “suçbilim” olarak çevrilebilecek bir
kavramdır. Kriminolojinin Türkçe karşılığı “Suç Bilimi”dir. Sözlükte de
kriminoloji “suçbilim; suçları ve suçluları inceleyen bilim dalı”[2]
olarak geçmektedir.
Suç
ile ilgilenilmesi ve bu konu hakkındaki düşünceler çok eski tarihlere kadar
dayanır. Kriminoloji (criminologie) kavramını ise ilk defa 1879’da Fransız
hekim Paul Topinard’ın kullandığı kabul edilir.[3]
Kriminoloji adında ilk eser 1885 yılında İtalyan ceza hukuku profesörü Raffaele
Garofalo[4]’nın
“Criminologia”[5]
kitabının yayınlanmasıyla ortaya çıkar. Böylelikle bu kavram kayıtlara girmiş
olur. Bazı kimselerce “1876 kriminolojinin doğum yılı olarak kabul edilir;”[6]
çünkü Cesare Lombroso[7]
cezaevindeki suçlular üzerinde yaptığı incelemeleri içeren, içerik olarak da
büyük devrim yaratan “Suçlu İnsan” (L’uomo Delinquente-Suç İşleyen İnsan)
kitabını yayınlar.
Kısaca
anlattığımız gibi kriminoloji 19’uncu yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya
çıkmış bir bilimdir. Kriminoloji diğer bilimlere göre çok yeni bir bilim
dalıdır. Diğer bilimlerle kıyas edildiğinde yeni bir bilim dalı olması
nedeniyle de bu alanda çok sayıda araştırmaya ihtiyaç duymaktadır. Kriminoloji
çok sayıda disiplinle (interdisciplinary)[8]
çalışma yapan bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı biyoloji, nöroloji, psikoloji,
psikiyatri, sosyoloji, sosyal psikoloji, antropoloji, istatistik, hukuk gibi
birçok bilim dalından elde edilen bilgileri kaynak olarak kullanan ve bunların
sentezini yapan bir üst disiplin niteliğindedir.
Suç
incelemesine tek tek insanlar ve toplumlar konu olmaktadır. Suç olayı ile
ilgilenen her bir bilim dalı suçu kendi bilimsel dairesinde, kendi perspektifi
ile açıklamaya çalışmakta ve bilimsel disiplin gereği de diğerlerinin alanına
girememektedir. Oysa insan ve sosyal olaylar tek bir nedenle ve alanla
açıklanamayacak kadar karmaşıktır. Bu nedenle suç olayını tek bir bilim alanı
ile bütünlüklü bir izah getirmek mümkün olmamaktadır. Bundan dolayı da
kriminoloji geniş bir yelpazede araştırmayı ve disiplinler arası çalışmayı
gerektirir.
Kriminoloji
biliminin yukarıda bahsedilen yeniliği yanında insan ve toplum kaynaklı sosyal
bilim olması nedeniyle, diğer sosyal bilimlerde olduğu gibi, kolay kolay tek
bir nedene indirgenemeyen, kavranamayan, çok karmaşık; bazen bireyden bireye,
toplumdan topluma, kültürden kültüre, coğrafi ortamdan coğrafi ortama göre
değişebilen ve bu nedenle bize buğulu bir bilgi de arz edebilen bir
disiplindir.[9]
Öncelikle
şunu belirtmeliyiz ki kriminolojinin kısa ve net bir tanımıyla
karşılaşmayacağız. Kriminolojinin tanımı üzerinde çeşitli görüşler ve
tartışmalar vardır. Bu konuda doktrinde görüş birliği yoktur. Kriminolojinin şu
şekilde kısa tanımları yapılmaktadır: “kriminoloji suç ve suçla ilgili
konuların bilimsel yöntemlerle incelenmesi”,[10]
“‘suç olgusunun incelenmesi’ veya ‘suç olgusuna ilişkin bilim’, ‘suç bilimi’
gibi. Ancak, içeriği belirlemeğe yönelik tanımlarda birlik yoktur.”[11]
Kriminoloji kavramının farklı algılanmasından, kriminoloji biliminin çok sayıda
disiplini içermesinden ve kriminolojinin kapsamının dar veya geniş olarak
yorumlanmasından dolayı içeriği belirlemeğe yönelik tanımlamalarda birlik
sağlanamamaktadır.
“Kriminolojiyi
tam tanımını yapmak çok kolay değildir. Zira bu bilgi dalı aynı zamanda
bireysel ve sosyal hususlara ilişkin bulunmakta ve daima harekette ve
kavranamaz kimlik gösteren insan varlığına bağlı bütün müphemiyetlerle
çevrilmiş bulunmaktadır.”[12]
Kriminolojiye
geniş ve dar anlam veren görüşler vardır. “Kriminolojiye geniş içerik veren
görüşler tabii olarak, suça ilişkin diğer bilimleri de bu terim altında
toplamaktadır.”[13]
“İçeriğin belirlenmesi bakımından çeşitli görüşler ortaya çıkmaktadır”:
a)
Bir görüşe göre kriminoloji özerk,
bağımsız ve tekçi bir bilim dalı değildir ve fakat çeşitli bilimlerin bir
demetidir. Böylece kriminoloji yoktur; fakat kriminolojik bilimler vardır.
b)
İkinci görüşe göre ise kriminoloji
bağımsız, tekçi bir bilim dalıdır; sırf bilimdir.”[14]
“Kriminoloji
ister bir bilimler toplamı, ister tekçi ve bağımsız bir bilim dalı sayılsın asıl
önemli olan görüş farkları, bu bilim dalına geniş veya dar bir içerik verilip
verilmemesine dayanmaktadır.”[15]
Şimdi
kısaca farklı kriminoloji tariflerini inceleyelim ve kriminolojinin konusunu
açıklayalım: Sutherland’a göre kriminoloji, “suçu sosyal bir olay gibi ele alan
bilgilerin bütünüdür.”[16]
“Kriminoloji, ‘kanunların yapılışları, kanun ihlâlleri ve bu ihlâllere karşı
ortaya çıkan tepkileri’ araştıran bir bilimdir.”[17]
“Bu bilgi dalı içine kanunları yapmak, ihlâl etmek ve kanunların ihlâl
edilmesine karşı tepkide bulunmak süreçleri girmektedir. Yazar, kriminolojiyi
geniş anlamda anlamayı tercih etmektedir. Bu surette ele alınan kriminolojinin
amacı kanun sürecine, suçu önlemeye ve suçlular hakkında gerekli tedbirleri
almaya ilişkin genel ve değişik ilkelerin ve diğer tipteki bilgilerin bütününü
kapsar.”[18]
“Taft’a
göre kriminoloji deyimi, genel ve özel anlamda olmak üzere iki türlü
kullanılmaktadır. Dar veya özel anlamda kriminoloji suçu anlamak, suçu önlemek,
suçlular hakkında uygulanması gerekli işlem ve tedbirleri belirlemek için
gerekli konuların incelenmesidir.”[19]
“Caldwell
de benzer bir ayırıma yer vermektedir: Geniş anlamı ile kriminoloji suç ve
suçluya ve toplumun suçu cezalandırmak ve önlemek hususunda gösterdiği çabalara
ilişkin bilgilerin bütünü belirtir.”[20]
Bonger,
kriminolojiyi şöyle tarif eder: “‘Bütün yönleri ile suç olayını inceleyen
deneysel bir bilimdir.’ Bu anlamda ele alınınca kriminoloji, Suç Antropolojisi,
Suç Sosyolojisi, Suç Profilâksisi, Suç Psikolojisi, Peonoloji, Suç Siyaseti
olarak adlandırılan bütün bilgileri kapsamaktadır.”[21]
Sykes’a
göre çağdaş kriminoloji, “ceza hukukunun sosyal kökenlerini, ceza adalet
mekanizmasının işleyişini, suç teşkil eden davranışların nedenlerini, suçun
önlenmesi ve tenkili (bastırılması), kişilerin iyileştirilmesi, ıslahı ve
sosyal çevrenin değiştirilmesi konularını kapsar.”[22]
Adler,
Müeller ve Laufer’e göre “kriminoloji, suçun sebeplerini bilimsel bir
perspektiften araştırırken aynı zamanda suçun önlenmesine yönelik stratejiler
ve politika önerileri ortaya koyan bir bilimdir dalıdır.”[23]
Polat’a
göre “kriminoloji bilimi suç ve suçlu davranışlarını araştırma amacıyla
çalışmaların yapıldığı bilim dalıdır.”[24]
Bal’a
göre “kriminoloji, suç bilimi, suç olgusunun incelenmesi ve önlenmesine ilişkin
bilim olarak ifade edilebilir.”[25]
“Kriminoloji iki temelde gelişmektedir;
1-
Suçu anlama ve açıklama
2-
Suçu önleme ve azaltma.
Suçun
ne olduğunun belirlenmesi teorik çalışmaları, suçun önlenmesi ise güvenlik güçleri
ve mahkeme süreçlerinden cezaevi sistemlerine kadar tüm alanları
kapsamaktadır.”[26]
“Kriminoloji araştırma alanları suçun nedenleri, biçimleri ve suçun
sonuçlarının yanı sıra toplumsal ve siyasal düzenlemeleri ve suça tepkiyi
içerir.”[27]
Dolu’nun
tarifine göre “kriminoloji suça etki eden biyolojik, psikolojik, sosyolojik,
ekolojik ve diğer faktörleri ve sebepleri araştırarak suçun oluşumuna ilişkin
tahminlerde bulunan ve önlenmesine ilişkin çözüm önerileri sunan bir bilim
dalıdır.”[28]
Işıktaç’a göre “kriminoloji: Bütün yönleri ile suç
olayını inceleyen bir bilimdir. Suçun niteliği, suçluluk nedenleri, ceza
hukukunun ve adaletinin gelişimi ve suçun sosyal değişime etkilerini inceler.”[29] “Kriminoloji, suça ilişkin tüm bu disiplinlerin
üretmiş olduğu kuram ve araştırmaların kapsamlı bir biçimde ele alınıp suç
alanının anlamlandırılmasına çalışan bir bilim dalıdır.”[30]
Soyaslan’a
göre “Kriminoloji suç olgusunun sebeplerini sosyal ve kişisel faktörler
açısından inceleyen bir bilim dalıdır.”[31]
“Suçun çevreden ve kişiden kaynaklanan sebeplerini bize ancak kriminoloji
öğretir.”[32]
“Kriminolojinin konusu suçun ve suçluluğun sebeplerinin incelenmesidir.”[33]
“Kriminolojinin içeriği suçun işlenmesinin incelenmesi ve suça karşı
mücadeleden ibarettir.”[34]
Nicefero’ya
göre ise, “kriminoloji bağımsız bir bilim dalı olup, sentetik ve tüme gidici
bir kimlik taşımaktadır. Şu suretle ki, bu bilim suça ilişkin çeşitli
disiplinlerin başlıca sonuçlarını, suçlu ve ona karşı uygulanması gereken
tedbirleri özetler ve bir sentezini yaptığı suça ilişkin çeşitli bilimlere ait
bir tür giriş niteliğindedir.”[35]
“Sabatini’nin
verdiği tarif ise şöyledir: Kriminoloji deneysel metod ile suçlunun kişiliğini
inceleyerek suç olayının tabiî menşeini ve mekanizmasını, sosyolojik ve
biyolojik etmenleri araştıran suçluluğa ait genel bir bilimdir.”[36]
Haskell-Yablonosky,
“kriminoloji, suç ve suçluların bilimsel incelenmesidir”[37]
dedikten sonra kriminolojinin inceleme alanı olarak da şunları gösterir:
a)
“Suçun niteliği ve miktarı,
b)
Suçun ve suçluluğun nedenleri,
c)
Ceza hukukunun gelişmesi ve ceza
adaletinin yerine getirilmesi,
d)
Suçun özellikleri,
e)
Suçlunun ıslahı,
f)
Suçluluk biçimleri,
g)
Suçun sosyal değişime etkileri,”[38]
Sheley’e göre ise
kriminolojinin ilgi alanı şu şekildedir:
1.
“Kanunların yapılış ve uygulanışları
2.
Zaman ve mekâna göre şekillenen suç
işleme kalıpları
3.
Suçun ve suçluluğun nedenleri
4.
Suça karşı gösterilen toplumsal
tepkiler
5.
Ceza adalet yönetimi
6.
Suçluların gözaltına alınmalarından
başlayarak soruşturma, kovuşturma, cezalandırma ve ıslah aşamalarına kadar geçen
süreçlerin tamamı.”[39]
Göppinger,
kriminolojiyi şöyle yorumlamıştır: Kriminoloji bir deneysel disiplinler arası
bir bilimdir. O, suçun işlenmesi ve engellenmesi gibi, suçluya davranışla
ilgili olarak ortaya çıkan, insani ve toplumsal alandaki durumlarla ilgilenir.
Kriminoloji, disiplinler arası çok faktörlü yönü ve suçlunun kişiliği ile
ilgili deney alanlarındaki araştırmalarını, hem hukuk kuralları, hem de hukuk
ya da sosyal düzen tarafından onaylanmayan hareketler içinde yürütür.[40]
Durkheim’in
kriminoloji tarifi de şöyledir: “Toplum içinde bazı kimseler tarafından işlenen
öyle bir takım fiil ve hareketlerin varlığını görmekteyiz ki, bir defa
işlendiklerinde toplum tarafından ceza adı verilen bir tepki ile karşılanma dış
karakterini taşırlar. Bu fiillerden bir kısmı ise sui generis bir grup teşkil
etmekte ve bunları müşterek bir başlık altında toplamamaktayız. Cezalandırılan
bütün fiilleri suç genel terimi altında toplamakta ve böylece tarif edilen suçu
ayrı bir bilim teşkil eden kriminolojinin konusu hâline getirmekteyiz.”[41]
Demirbaş[42]
kriminolojinin tarifini kitabında şu şekilde yapmıştır: Kelime olarak suçluluk
bilimi anlamına gelen kriminoloji,[43]
gerçek yaşamdaki fiili bir olay (örnek) olarak, suçun bilimidir; deneysel ve
gerçek bir bilimdir.[44]
Kısaca kriminoloji gerçekler bilimidir.[45]
Diğer bir ifadeyle kriminoloji, suçlu ve suç gerçekliğindeki görünüş şekli
olarak, suçla ilgilenen, suç ve suçlu bilimidir.[46]
Demirbaş’ta kriminoloji geniş yorumlamış ve kriminolojik araştırmaların
konusunu, “Suç olsun veya olmasın bütün olumsuz sosyal davranışlardır”[47]
şeklinde ifade etmiştir.
Füsun
Sokullu-Akıncı’ya göre “kriminoloji suçu ve suç olgusu ile ilgili kişileri,
bunlar arasındaki ilişkiyi, sebep sonuç ölçütleri içinde her türlü etken
bakımından inceleyen ve bu ilişki konusunda kanunlar koymaya yönelik gözlemsel
bir bilim dalıdır.”[48]
Kriminoloji “insanı suçlu insanı, suça iten nedenleri, sosyal yaşamdaki
koşulları, failin kişilik yapısı, eğitim düzeyi ve gene kültürel ve ekonomik
şartlar açısından inceler.”[49]
Kriminolojinin
Türkiye’deki ilk kurucusu ve eğitimcisi olan Ord.Prof.Dr. Sulhi Dönmezer*
kriminolojiyi, “İnsanın sapıcı davranış ve eylemleri arasında suçu doğuran,
yapan ve suçu kontrol etme amacını güden süreçleri açıklayan ve suçun sebep ve
faktörlerini tespit maksadıyla insana ve suç işleyen insana ilişkin bilgilerin
bütünün sentezini oluşturan bir bilgi dalı”[50]
olarak tanımlamıştır.
Dönmezer
tarafından kriminolojinin kapsamını ise şu şekilde çizmiştir: “Kriminolojinin
konusu, toplumsal normlardan sapma şekillerinden suç denilen insan davranış,
tavır ve hareketlerini ve suç olayını, suçu yapan süreçleri, sosyal bir gerçek
olarak ceza adalet sisteminin işleyişini, suç ile suçlu ve sosyal çevre
ilişkilerini incelemek, suçun sebep ve etmenlerini mümkün olduğunca belirlemek,
suça sebebiyet veren unsurları, süreçleri izah etmek ve bu hususlarda elde
edilen bilgilerle söz konusu suç denilen sosyal kötülüğü en etkin şekilde yok
etmek veya mümkün olduğunca azaltacak strateji ve teknikleri belirlemektir.”[51]
“Kriminolojiyi
geniş içerikte tesis eden görüş Grassberger, Seelig Hans, Gross tarafından
ileri sürülmüş ve ‘Avusturya okulu’ adı verilmiştir. Bu okulu ‘Ansiklopedik
görüş’ olarak adlandıran da vardır. “Kriminoloji Nedir” başlıklı[52]
bir incelemesinde şu görüşü savunuyor: Kriminoloji suç gerçeğini, usul
meselelerini ve suça karşı savunmayı ilgilendiren birden çok disiplinleri
kapsar. Suç gerçeğinin, suç şekillerinin incelenmesi demek olan yani bir tür
suç morfolojisi teşkil eden Suç Phenomenologie’sini, Suç Antropolojisini ve Suç
Sosyolojisi ve Psikolojisini kapsar. Usul meselelerinin incelenmesinde ise,
bazı kere kriminalistik olarak nitelendirilen bilgileri anlamak gerekir: Bu
kısım Adlî Tıp, Adlî Tıp Psikiyatrisi ve Adlî Psikiyatriyi, Bilimsel Polis,
Ceza Usulü Psikolojisi (Adlî Psikoloji) ve ceza davasının uygun tarzda
yönetilmesi için gerekli teknik bilgileri kapsar.”[53]
“Constant’a
göre geniş anlamda kriminoloji iki büyük gruba ayrılır; birinci gruptaki alt
dallar şunlardır:
1)
Suç
Antropolojisi: Bu dal suçluyu, organik yapısı
bakımından inceler ve verasete ilişkin, biyolojik, anatomik, fizyolojik
etmenleri söz konusu eder.
2)
Suç
Psikolojisi: Suçun oluşmasına neden olan yada gelişmesini
sonuçlayan ruhî olayları, mekanizmaları inceler: Yaş, cinsiyet, karakter, bünye
gibi.
3)
Suç
Sosyolojisi: Suçu bir sosyal olay olarak ele alır; sosyal kimlik
taşıyan ve suça sebep olan etmenleri araştırır; sosyal ortam, alkol etkileri,
sinema, din gibi.
4)
Suç
Psikiyatrisi: Anormal ve akıl hastası suçluları inceler; akıl
hastalıkları ile suç arasındaki ilişkileri belirler.
5)
Penoloji:
Cezaların ve güvenlik tedbirlerinin menşe ve gelişmelerini izah eder; bunların
ne derece etkili olduklarının araştırır.
Bu
beş dala genellikle Teorik Kriminoloji adı
verilmektedir. İkinci grubu ise Uygulayıcı
Kriminoloji teşkil etmektedir.
1)
Suç
Siyaseti: Suçları önlemek için devletin yerine getirmesi
gereken faaliyetlerden söz eder. Bu itibarla suç siyaseti suça karşı savaşmak
için devletin faaliyete koyduğu bütün araçlardan oluşur. Bu bakımdan din, ahlak
da birer araç sayılabilirler.
2)
Suç
Profilâksisi: Toplumun, suçluluğunun sosyal ekonomik etmenlerini
önlemek yada azaltmak veya yok etmek için başvurduğu bütün araçları inceleyen
bilgi dalıdır. Bu bilimin tıbbî ve sosyal yönleri vardır.
3)
Kriminalistik
ya da bilimsel polis: Suçluların ortaya çıkarılmasını
sağlamak için başvurulan fennî araçları inceler. Daktiloskopi, Antropometri,
Balistik gibi dalları vardır.”[54]
“Tüm bu tanımları birleştirerek kriminoloji suç
denilen insan eylemlerini, suçun varlığını kanıtlayacak deliller bulunmasını,
suçun sebep ve faktörlerini ve suça karşı korunmayı içeren birçok disiplini
kapsayan bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla bu görüş suça maddi
delilerin bulunması ve değerlendirilmesi anlamına gelen kriminalistik’i de
içine alır.”[55]
“Kriminolojiyi suç olayına ilişkin bilgi dallarının
bir demeti saymakla beraber, içeriği dar olarak anlayan görüş ise kriminalistik
grubunu kriminoloji dışına çıkarmaktadır.”[56] “Buna göre kriminalistik, olayların maddiyetinin
ortaya çıkarılması ve suça ait delillerin belirlenmesi ile ilgilenir ve bu
açıdan da suçun bilimsel incelemesi ile ilgisi yoktur.”[57] “Gerçi kriminalistik, kriminolojinin bulgularından
yararlanır ve aynı surette kriminoloji de kriminalistikten”[58] “faydalanır; fakat nitelik ve maksat itibarıyla bu
iki dal birbirinden ayrıdır.”[59]
Yeri
gelmişken şu hususu belirtmekte fayda var; kriminoloji ile kriminalistik çoğu
zaman birbirine karıştırılmaktadır. “İki
farklı kavram olan kriminoloji ve kriminalistik çoğu zaman yanlış olarak
birbirinin yerine kullanılmaktadır.”[60] Kriminalistik teknik olarak delil
tespiti yapar. Kriminalistik teknik olarak suçun, suçlunun, suç delillerinin,
suçun işlenme yöntemlerinin tespiti ve suçun aydınlatılması ile meşgul olmasına
karşın; kriminoloji her şeyden önce suçun açıklamasını yapan, suçlu davranışın
nedenlerini inceleyen, suçun önlenmesi ve suçlulukla mücadele ile ilgilenen bir
bilimsel öğretidir.
“Taft,
kriminolojiyi kanunlarla tanımlanmış ve suç olarak belirlenmiş eylemi
gerçekleştiren suçluya ilişkin araştırmalar olarak tanımlamaktadır. Taft’a göre
kriminolojinin konusu da suçun değerlendirilmesi ve suçlunun davranışlarını
etkileyen nedenleri araştırmasıdır.”[61]
Soyaslan’a göre “bir fiilin suç olup olmadığını hukuk kuralları belirler. Bunu
kişi özgürlük ve güvenliği gerektirmektedir. O hâlde kriminolojinin konularını
ve uğraşı alanını ceza hukuku belirler. Ceza hukukunun suç ve suçlu olarak
tarif ettiği fiilleri ve bunların sebeplerini kriminoloji inceler.”[62]
Williams’a göre “Kriminoloji, insan davranışlarının ‘suç’ sayılanları ile
ilgilenir. Bunlar ise ceza hukukunca yasaklanan davranışlardır.”[63]
Yücel, sapmanın “kriminoloji bağlamında, ceza hukuku kurallarına aykırı
davranış anlamında”[64]
geldiğini belirtmektedir. Dönmezer de kriminolojiyi “kanunlarla belirlenen ve
ceza müeyyidesi ile karşılanan hukuk kurallarından sapıcı nitelikteki insan
davranışlarını tüm yönleri ve etkileri ile inceleyen bilim dalı”[65]
olarak tarif etmiş ve suçun hukukî bir tanım oluğunu vurgulamıştır. Ceza
hukukunda suçun ve cezanın ne olduğunun alenî olması, açık bir şekilde tarif
edilmesi suçta ve cezada kanuniliğin, hukukun evrensel ilkelerinin bir
zorunluluğudur. Bu nedenle hukukî anlamda suç konusunun içine dinlere,
mezheplere, yorumlara göre değişen günahlar; toplumlara, kültürlere, kişilere
göre değişen ayıplar girmezler. Bu aynı zamanda hukukun lâik, tarafsız,
objektif karakterinin bir sonucudur.
Kriminolojinin
suç alanının kanun kapsamı ile sınırlı olup olmayacağı tartışmalıdır. Başta
belirttiğimiz gibi kriminolojinin tanımında ve içeriğinde görüş birliği yoktur.
Doğal olarak suçu geniş manada anlayanlar, hukukî suçun dışında, toplumun tepki
duyduğu her tür sosyal sapmaları da suç tanımı içinde kabul ederler. “Bu
kapsayıcı dayanak noktasının temsilcisi Thorsten Sellin’dir; Mannheim da aynı
görüştedir.”[66]
Bu konuda Demirbaş’ın görüşü de şu şekildedir: “Kriminolojik araştırmaların
konusu, suç olsun veya olmasın göze çarpan bütün olumsuz sosyal davranışlardır.
Bu yüzden, konu alanına sadece suçlar değil, bilâkis, alkolizm, konutsuzluk,
intihar ve fahişelik gibi önemli olan asosyallikler de dâhildir. Kriminolojinin
bakış alanı içinde ilk tam ayrılmış alan, suçların kontrolü ve sosyal
araştırmalardır. Bununla toplumun ve devletin, suç ve sapıcı davranışlara
tepkisi düşünülmüştür.”[67]
Champion ve Walklate’e göre “kriminoloji, sadece suçla ilgili değil, aynı
zamanda sapma davranışlarıyla da ilgilenen bir disiplindir. Bu anlamda
kriminolojinin yalnızca suçun kanunî tanımlarıyla ilgilenmediğini, aynı zamanda
toplumsal normlardan sapan her türlü davranışı da araştırma alanına dâhil”[68]
etmektedir. Seelig’e göre “ceza hukuku, suç ile hukukî anlamda, yani onun
normatif unsurlarıyla (devletin ceza hakkının şartları ve içeriği)
ilgilenirken, kriminoloji suçun gerçek konusuyla meşguldür.”[69]
Kürzinger’e göre “ceza hukuku, hukuka bağlı iken kriminoloji gerçek ne ise onu
aydınlatmak ister. Kriminoloji bu yüzden soyut normlara ve onların yorumuna
bağlı değil, bilâkis, suçlulukla bağlantılı gerçeklerin tespitine bağlıdır.”[70]
Sokullu-Akıncı’ya göre ise “kriminolojinin alanı ceza hukuku tarafından
belirlenir. Ama bu, ceza hukuku ihlâlleri dışındaki davranışların
kriminolojinin alanına girmediği anlamına gelmez.”[71]
Kaiser’in
kriminolojinin kapsamı konusundaki görüşü şu şekildedir: “kriminoloji, suçlar,
hukukî ihlâller, olumsuz davranışlar ve bunların kontrolü üzerinde deneysel
bilimin düzenlenmiş bütünlüğüdür. Onun bilimsel alanı, üç ana kavram ile ilgili
olarak kendini belirttirir; suç, suçlu ve suçun kontrolü. Bunlara mağdurun
menfaatleri ve suçtan korunma da eklenir.”[72]
“Kaiser’in
formüle ettiği kriminoloji tanımına göre, kriminolojinin ortaya çıkan unsurları
şu şekildedir:
1-
Tecrübeye dayanan, bu yüzden deneysel
bir bilimdir;
2-
Suçlulukla ilgili her şey konusuna
girer;
3-
Aynı zamanda bütün sosyal olumsuz
sapıcı davranışlar;
4-
Suçlunun ve suçun kontrolü;
5-
Viktimoloji;
6-
Suçun önlenmesi de konusuna girer.”[73]
“Kriminolojinin
geniş arenasında birkaç alt alanı vardır. Bunlar hep birlikte kriminolojik
girişimi meydana getirirler. Bu alt alanlar arasında, suç çalışmalarına en
önemli katkıları yapanlar suç istatistikleri, hukuk sosyolojisi, suç
etiyolojisi, suçlu davranış sistemleri ile penoloji ve viktimolojidir.”[74]
Bilim
alanında “viktimolojinin bağımsız bir bilim dalı mı, yoksa kriminolojinin bir
alt dalı mı olduğu konusunda tartışmalar vardır.”[75]
Örneğin Sokullu-Akıncı Kriminoloji kitabında “kriminoloji, suçu ve suç
olgusunun içinde yer alan suçlu ve mağduru inceleyen bilim”[76]
olarak tarif etmekle birlikte Viktimoloji kitabında ise şu görüşe yer
vermiştir: “viktimoloji, kriminolojinin bir dalı olarak ortaya çıkmış, ancak
bugün bağımsız bir kimlik kazanmıştır.”[77]
Verdiğimiz
şu tarifler de göstermektedir ki, bir yazarın dediği gibi hemen hemen mevcut
kriminolog sayısınca ayrı ayrı kriminoloji telâkkileri vardır. Zira suç
olayının değişik cephelerinin varlığı, konuya ilişkin olarak mevzuatın meydana
getirilişi, mevzuatın ihlali, kolluğun, adliyenin müdahalesi, müeyyidelerin
uygulanması gibi değişik faaliyetlerin incelenmesini gerektirir. İşte bazı
yazarlar açıklanan bütün faaliyetleri kriminolojinin konusu içine almakta
bazıları ise, sade suçun sebeplerinin belirlenmesini kriminolojinin mevzuu
olarak telâkki etmektedir. Bu ayırım sonucu olarak da geniş ve dar kriminoloji
tarifleri ortaya çıkmaktadır.[78]
“Kriminolojinin
tarifi ve niteliği hakkındaki görüşler sonucu ortaya çıkan bir soru da
kriminolojinin bir bağımsız bilgi dalı mı, yoksa suçu izah eden değişik
bilimlerin bir nevi demeti olup olmadığıdır. Bağımsız bir bilgi dalı sayanlara
göre kriminoloji bir sentez bilimidir. Bu bilim Antropoloji, Biyoloji,
Psikiyatri, Psikanaliz, Toplumbilim gibi insan bilimlerinin metotlarını
uygular. Fakat bu bilimlerin metotlarının kriminolojiye uygulanmasında, bakış
açısı farklı olduğu için, kriminoloji bütün bunlardan bağımsız bir sentez
bilimi biçiminde gelişir. Böylece kriminoloji bağımsız bir bilimdir ve fakat
kendisine özgü bir metodu yoktur.”[79]
Dönmezer, kriminolojinin bir sentez bir bilimi olduğu görüşündedir. Dönmezer’e
göre “kriminolojinin bütün bu bilimlerin bir sentezini teşkil etmesi gerekir.
Bu itibarla, kriminoloji suç işleyen insanı inceleyen ve bu bakımdan diğer
bilgi dallarının verilerini sentezleştiren yeni bir bilgi dalıdır.”[80]
“Bugün
için, kriminoloji, daha ziyade, kriminolojik bilimlerden (Suç antropolojisi
veya biyolojisi, suç psikolojisi ve psikiyatrisi, suç sosyolojisi, penoloji)
oluşmuş bir bilimler demeti hâlinde bulunmaktadır. Sadece suç olayına ilişkin
çeşitli dalları kavramakla ve bunların bir sentezini yapmağa girişmekle
yetinebilmektedir. Bu sebepledir ki, Sellin, kriminoloji için “ülkesiz bir
kral” demiştir.”[81]
Demirbaş’a
göre de “kriminoloji disiplinler arası bağımsız bir bilimdir. Çünkü, özel bir
tarih, özel metotlar, dünya çapında dergiler, özel ders ve kitapları, özel
enstitü ve organizasyonlara sahiptir.”[82]
DİPNOTLAR:
[1]
“Criminology”, http://en.wikipedia.org/wiki/Criminology , E.T. 25.01.2015; Hüseyin
Bal, Suç Sosyolojisi, Fakülte Kitabevi, Isparta, 2013 s.19
[2]
Büyük İngilizce-Türçe/Türkçe-İngilizce Sözlük, Longman, 1993, s.332; Yeni
İngilizce Büyük Sözlük, Fono Yayınları,
İstanbul, 2014, s.137
[3]
Timur Demirbaş, Kriminoloji,
Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2001, s.29; Sulhi
Dönmezer, Kriminoloji, Beta Basım Yayım, 8.bası, İstanbul, 1994, s.2; Tülin
Günşen İçli, Kriminoloji, Bizim Büro Basımevi, 3. baskı, Ankara, 1999,
s.14; Oğuz Polat, Kriminoloji ve Kriminalistik Üzerine Notlar, Seçkin
Yayıncılık, Ankara, 2004, s.33 (Topinard’ın bu kavramı ilk olarak kullanmadığı,
Garofalo’dan sonra Fransızca “criminologie” şeklinde bu kavramı kullandığı
yönünde de bir bilgi vardır.)
[4]
Baron Raffaele Garofalo, İtalyan Temyiz Mahkemesi Birinci Reisi, Napoli
Üniversitesi Ceza Hukuku Profesörü.
[5]
Demirbaş, s.29; Dönmezer, s.2; İçli, s.14
[6]
Demirbaş, s.29
[7]
Cesare Lombroso, tıp eğitimi almış ve Adli Tıp profesörü iken şehir
cezaevindeki suçlular üzerinde yaptığı incelemeler sonucunu 1976’da “Suçlu
İnsan” (L’uomo Delinquente-Suç İşleyen İnsan) adlı büyük eserini meydana
getirmiştir. (Bk. Dönmezer, s.4)
[8]
Bakınız: Anthony Walsh, Criminology, SAGE Publications, 2012, s.2; Curt
R. Bartol, Anne M. Bartol, Criminal Behavior A Psychological Approach,
Pearson Education, 9th ed, 2011, s.2; Anthony Walsh, Lee Ellis,
Criminology An İnterdisciplinary Approach, SAGE Publications, 2007, s.2; Stephen
E. Brown, Finn-Aage Esbensen, Gilbert Geis, Criminology Explaining Crime
and Its Context, Anderson Publishing, 8th ed, 2013, s.9; Yasemin Işıktaç,
Adalet Psikolojisi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2013,
s.31; Demirbaş, s.30, 41, 43; Doğan
Soyaslan, Kriminoloji (Suç ve Ceza Bilimleri), Yetkin Yayınları, 3. baskı,
Ankara, 2003, s. 27, 30; Mustafa Tören
Yücel, Türk Ceza Siyaseti ve Kriminolojisi,
TBB Yayınları, 4. Baskı, Ankara, 2007, s.1, 4; Füsun Sokullu-Akıncı, Kriminoloji, 4. Baskı,
İstanbul, 2004, s.28, 45; Dönmezer,
s.V, 10, 13, 14; İçli, Kriminoloji, s.XII, 14, 16; Oğuz Polat,
Kriminoloji ve Kriminalistik Üzerine Notlar, s.33; Georges Picca,
Kriminoloji, İletişim Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 2005, s.17, 33
[9]Benzer bir yorum
için bakınız Dönmezer, s.7
dipnottaki Louis Brafford (Préface à I’Introduction à la Criminologie); Gassin
Criminologie, 2. bası, 1990, s.3 ve son; Soyaslan, s.30
[10]
Füsun Sokullu-Akıncı,
Kriminoloji (Ders Notları), İstanbul,1994, s.11
[11] Dönmezer, s.7
[12]
Louis Brafford, Préface à
I’Introduction à la Criminologie’den Dönmezer, s.7, dipnot.
[13]
Dönmezer, s.9
[14]
Dönmezer, s.9; Kriminolojinin bağımsız bir bilim olduğu hakkındaki
görüşler için bakınız Szabo, Criminologie, s.64 ve son.; yazara göre
kriminoloji kendisine özgü birçok veriler toplamıştır; fakat bu hâl kriminoloji
ile verilerini aldığı bilimler arasında bir bağlantı olduğunun inkârına
götürmez. Aynı yönde Stanciu, Précis de Criminologie? 1950; aynı yazar
Essai de psycho-sociologie criminelle 1980.
[15]
Dönmezer, s.10
[16]
Sutherland-Cressey, Principles of
Criminology, beşinci bası, s.3’den Dönmezer, s.9
[17]
Edwin H. Sutherland, Donald R. Cressey, Criminology, 10th. Edition,
Philadelphia, New York, San Jose, Toronto: J.B. Lippincott Company,1978,
s.3’den Osman Dolu, Suç Teorileri: Teori, Araştırma ve Uygulamada
Kriminoloji, Seçkin Yayıncılık, 4. baskı, Ankara, 2012, s.33
[18]
Dönmezer, s.9
[19]
Donald R.Taft, Criminology, üçüncü
bası, 1956, s.19 ve son.dan Dönmezer,
s.9
[20]
Robert G.Caldwell, Criminology, New
York, 1956, s.3’den Dönmezer, s.9
[21]
Dönmezer, s.7
[22]
Gresham M. Sykes,
Criminology, 1978, s.4’den Dönmezer,
s.7
[23]
Freda Adler, Gerhard O.W. Mueller, Williams S. Laufer, Criminology, 5th.
Edition, Boston: McGraw Hill, 2004, s.2’den Dolu, s.33
[24]
Polat, s.33
[25]
Bal, s.19
[26]
Bal, s.20
[27]
Bal, s.20
[28]
Dolu, s.33
[29]
Işıktaç, s.31
[30]
Işıktaç, s.31
[31] Soyaslan,
s.30
[32] Soyaslan,
s.24
[33] Soyaslan,
s.27
[34] Soyaslan,
s.28
[35]
Jean Constant, Eléments de
Criminologie, 1949, s.15’den Dönmezer,
s.7
[36]
Dönmezer, s.7
[37]
Polat, s.34
[38]
Haskell-Yablonosky, Criminology,
Chicago, 1978, s.4’den Sokullu-Akıncı,
Kriminoloji, s.18
[39]
Joseph F. Sheley, Criminology, 2nd Edition, Belmont, CA: Wadsworth
Publishing Company, 1995, s.2-3’den Dolu, s.39
[40]
Göppinger Hans, Kriminologie, 4.
Auflage, München, 1980, s.1’den Demirbaş,
s.30
[41]
(bk. Durkheim, Les Régles de la
Méthode Sociologique, Paris, on üçüncü bası, 1956, s.35) Dönmezer,
s.9, dipnot.
[42]
Demirbaş, s.30
[43]
Kunz Karl-Ludwig, Kriminoloji, 1994,
s.1’den Demirbaş, s.30
[44]
Mezger, Kriminologie, s.3’den Demirbaş, s.30
[45]
Mergen Armand, Die Kriminologie,
1995, s.1’den Demirbaş, s.30
[46]
Herren Rüdiger, Die
verbrechenswircklichkeit, Lehrbuch der Kriminologie, 1982, s.11
[47]
Demirbaş, s.32
[48]
Sokullu-Akıncı, Kriminoloji (Ders
Notları), s.15
[49]
Sokullu-Akıncı, Kriminoloji (Ders
Notları), s.16
[50]
Dönmezer, s.16; Demirbaş,
s.30
[51]
Dönmezer, s.13
[52]
Grassberger, Qu’est-ce que la Criminologie? (Revue de Criminologie et de
Police Technique, 1949, s.3 ve son.dan Dönmezer, s.10
[53]
Dönmezer, s.10
[54]
Jean Constant, Eléments de
Criminologie, 1949, s.16’den Dönmezer,
s.7
[55]
Ayşim Tuğ, Yeşim Doğan, Hamit Hancı, “Kriminalistik Kriminoloji
Değildir”, Ankara Barosu Dergisi, 2002, Sayı 2, s.175 ve son.
(http//www.ankarabarosu.org.tr_siteler_ankarabaros_tekmakale_2002-2_9.pdf ,
E.T. 07.01.2013 )
[56]
Dönmezer, s.10; Tuğ, Doğan, Hancı, a.g.m., s.175 ve son.
[57]
Tuğ, Doğan, Hancı, a.g.m.
[58]
Dönmezer, s.10
[59]
Dönmezer, s.10
[60]
Tuğ, Doğan, Hancı, a.g.m.
[61]
Sokullu-Akıncı, Kriminoloji (Ders
Notları), s.18, 19
[62] Soyaslan,
s.28
[63]
Williams, Criminology and Criminal Justice, London, 1982, s.2’den Sokullu-Akıncı, Kriminoloji (Ders
Notları), s.20
[64]
Mustafa Tören Yücel, Kriminoloji,
Umut Vakfı Yayınları, İstanbul, 2004, s.19; Mustafa Tören Yücel, Suç ve Ceza Anatomisi, Yarı Açık Cezaevi
Matbaası, Ankara, 1973, s.232; Mustafa
Tören Yücel, Kriminoloji, Suç ve Ceza, Ankara, 1986, s.20
[65]
Dönmezer, s.1
[66]
Hermann Mannheim, Vergleichende Kriminologie Bd. I, Studgart, 1974,
s.15’den Demirbaş, s.32
[67]
Demirbaş, s.32
[68]
Dean J. Champion, The American Dictionary of Criminal Justice, Third
Edition, Los Angeles, CA: Roxbury Publishing Company, 2005, s.68; Sandra
Walklate, Understanding Criminology: Current Theoretical Debates, Third
Edition, Crime and Justice Series, Berkshire: Open University Pres, McGraw
Hill, 2007, s.5-7’den Dolu, s.34
[69]
Ernst Seelig, Lehrbuch der Kriminologie, 3. Auflage (neuarbeitet und
ergaenzt von H. Bellavic), Darmstadt, 1963, s.20’den Demirbaş, s.32
[70]
Josef Kürzinger, Kriminologie, 2. Auflage, Stuttgart 1996, s.14’den Demirbaş, s.32
[71]
Sokullu-Akıncı, Kriminoloji (Ders
Notları), s.20
[72]
Günther Kaiser, Kriminologie, 9. Auflage, Heidelberg, 1993, s.1’den Demirbaş, s.31
[73]
Demirbaş, s.32
[74]
Titus S. Reid, Crime and Criminology, Holt Rinehart and Winston, New
York, 1982, s.17’den İçli, s.16
[75]
İçli, s.18
[76]
Füsun Sokullu-Akıncı, Kriminoloji, Beta Basım Yayım, 4. baskı, İstanbul,
2004, s.49
[77]
Füsun Sokullu-Akıncı, Viktimoloji, Beta Basım Yayım, 2. baskı, İstanbul,
2008, s.22
[78]
Dönmezer, s.8
[79]
Dönmezer, s.11
[80]
Dönmezer, s.13
[81]
Dönmezer, s.14
[82]
Demirbaş, s.50
NOT:
Bu bölümdeki Prof.Dr. Timur Demirbaş’a ait “KRİMİNOLOJİ” adlı kitap SEÇKİN
Yayıncılık San. ve Tic. A.Ş. tarafından kaynak olarak sağlanmıştır. Kaynak
katkılarından dolayı teşekkür ederiz. www.seckin.com.tr
*NOT:
Ord.Prof.Dr. Sulhi Dönmezer Türkiye’de ilk kez 1943 yılında çalışmalarına
başlanan ve 1 Şubat 1944’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde kurulan
Kriminoloji Enstitüsü’nün (1964 yılından itibaren Ceza Hukuku ve Kriminoloji
Enstitüsü) ilk kurucularındandır. ABD İllinois Üniversitesi’nde kriminoloji
eğitimi almış ve Türkiye’de kriminoloji eğitimi vermiştir. Kriminolojinin ilk
kurucusu ve eğitimcisi olan Ord.Prof.Dr. Sulhi Dönmezer ünlü bir ceza hukukçusu
olmasının yanı sıra aynı zamanda uzun yıllar çeşitli üniversitelerde sosyoloji
dersleri de vermiştir. Kendisinin Sosyoloji, Toplumbilim adlarında kitapları da
mevcuttur. Hocamızın çok değerli Kriminoloji kitabı ise bu alandaki değerini
hâlâ sürdürmektedir. Bu nedenle bu kitabı özellikle tavsiye ederiz. www.betayayincilik.com
© www.kriminoloji.com 2002