www.kriminoloji.com
1997 VE 1998 YILLARINDA
İSTANBUL VE LOS ANGELES’TE GÜVENLİK BİRİMLERİYLE İHTİLAF HALİNE DÜŞEN
ÇOCUKLARIN KARŞILAŞTIRILMASI
Prof.Dr. Sevil ATASOY
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Müdürü.
Dr. Neylan Ziyalar
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Görevlisi.
Bu bildiri İstanbul
Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nün Devlet İstatistikleri Enstitüsü tarafından
yayınlanan Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın güvenlik
birimlerine gelen, getirilen çocuklarla ilgili İstanbul kentine ait veriler ile
Los Angeles Sheriff ve Polis Departmanları’nın Los
Angeles kentindeki çocuk tutuklamalarına ilişkin verilerin karşılaştırılmasını
içermektedir. Nüfusu ve demografik yapısı değişik açılardan birbirine oldukça
benzeyen bu iki kente ait tüm karşılaştırmalarda normalizasyon
düzeltmeleri yapılmış olup, her iki kentteki konu ile ilgili yasal düzenlemeler
değerlendirmeye alınmıştır. Elde edilen veriler, diğer büyük kentlerdeki çocuk
suçluluğu ile karşılaştırılmış, ayrıca İstanbul’da çocuk suçluluğuna ilişkin
önleme programlarının yoğunlaşması gereken alanları belirlemek amacıyla
değerlendirilmiştir.
1.
GİRİŞ
Çocuk suçluluğunun nedenlerinin açıklanması karmaşık bir meseledir.
Çocukların suça itilmesinin anlaşılması için incelenmesi gereken çok sayıda
faktör bulunur. Suçların açıklanmasında biyolojik ve psikolojik faktörler göz
ardı edilmemekle birlikte, sosyal faktörlerin öne çıktığı gözlenmektedir. Çocuk
suçluluğu tüm toplumlarda giderek büyüyen bir problemdir ve makro düzeyde
incelendiğinde toplum dinamiklerinin genel bir sonucu olarak ortaya
çıkmaktadır. Karşılaştırmalı kriminolojik çalışmalarda, ortaya çıkan teknik
sorunlardan biri, yasal terminolojide farklılıklar nedeniyle, ülkelerin
kanunlarında tarif edilen suçların birebir örtüşmemesidir. Bu nedenle bazı suç
tiplerinin gruplandırılarak değerlendirilmesi sıklıkla başvurulan bir
yöntemdir. Örneğin adam öldürme, ırza geçme, gasp, müessir fiil, hırsızlık ve
oto hırsızlığı hep birlikte “ciddi suç” ya da “ şiddet suçu” şemsiyesi altında
toplanır.
1980’lerin ortasından başlamak üzere Avrupa genelinde çocukların
işlediği şiddet suçları giderek artmaktadır. Bazı ülkelerin resmi sayıları %
50-100’e varan artışlar bildirmektedir. İngiltere ve Galler birlikte
değerlendirildiğinde, örneğin 1986’da yaşları 14-16 arası gençlerin her
100.000’de yaklaşık 360’ı şiddet suçu isnadıyla karakollara gelmiş ya da
getirilmiş ya da mahkum edilmiştir. 1994 tarihinde bu sayı her 100.000’de 580’e
yükselmiştir. Almanya’da gözlenen artış bundan da daha fazladır. 1984 yılında
önceki Batı Almanya’da 14-18 yaş arasındaki gençler arasındaki şiddet suçu
isnadı ile polis karakollarına gelen ya da getirilenlerin sayısı her 100.000’de
300 iken, bu sayı 1995’de iki katından fazla artarak 100.000’de 760’a
ulaşmıştır. Önceki Doğu Almanya’daki sayılar bundan % 60-80 oranında daha
yüksektir. İtalya’da 14-17 yaş arası gençlerin işlediği hırsızlık suçları 1986
ile 1993 arasında ikiye katlanarak, her 100.000’de 320’den 100.000’de 650’ye
çıkmıştır.
Suç işleyen gençler arasında anlamlı bir cinsiyet farkı da
gözlenmektedir. Suçlu erkek çocuk sayısı tüm Avrupa ülkelerinde kızlardan daha
fazla olduğu gibi, suça katılan erkek çocukların yıllar içindeki artış hızı da kız
çocuklarına göre daha yüksektir.
Son 20 yıldır, Avrupa ülkelerinin büyük bir bölümünde, erişkinler
tarafından işlenen suç oranı hemen hemen sabit
kalmıştır. Hiçbir ülkede erişkinlerin suç oranındaki artış, gençlerinki ile
paralellik göstermemektedir. Bu nedenle çocuk suçluluğunda izlenen gelişmenin,
genel suç artışı ile açıklanması mümkün değildir. Sosyoekonomik koşulların kötü
olduğu ortamlarda, gelir düzeyi yüksek çevrelere oranla daha fazla suç
işlendiği gözlenmektedir. Suç ile sosyoekonomik koşullar arasındaki ilişki,
çocuk suçluluğunda da bu parametrenin önemli bir rolü olduğunu gösterir.
Nitekim çocuk suçluluğunun hızlı bir yükseliş gösterdiği Avrupa ülkelerinde
işsizlik ve fakirlik de artmıştır.
Örneğin 1990’ların başında Fransa ve Almanya, doğu bloğu ülkelerinde
yaşayanların göçüne maruz kalmıştır. 1989’da Berlin duvarının yıkılması ile
birlikte binlerce kişi Batı ülkelerine geçmek üzere sınırlarını aşmıştır.
Dil ve kültür engellerini aşmakta zorlanan bu insanların işsiz
kalmaları kriminaliteyi arttıran ciddi bir nedendir.
Alkol tüketimi ve uyuşturucu madde kullanımındaki artış, silahların
bulunabilmesinde kolaylık, suç işlemesini de beraberinde getirmektedir. Pfeiffer’in şiddet suçu nedeniyle tutuklanan 100 Alman
erkek çocuk ile yapmış olduğu yüz yüze görüşmelerde, bunların ya kendilerinin
ya kardeşlerinin ya da ebeveynlerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığı
ortaya çıkmıştır (Pfeiffer, 1998).
Amerika Birleşik Devletleri’nde 1999 yılı itibariyle 10 eyalette 17
yaşındaki erişkin, 3 eyalette 16 ve 17 yaşındakiler erişkin olarak kabul
edilmektedirler. Bununla birlikte tüm bilimsel yayınlarda “juvenile”
kavramı ile 18 yaşından küçük olanlar kastedilmektedir. Avrupa’dakine benzer
bir biçimde Amerika Birleşik Devleri’nde de, çocuk suçluluğu 1980’lerden sonra
hızlı bir biçimde yükselmeye başlamıştır. 1985-1991 yılları arasında adam
öldürme suçu ile mahkum olan 15-19 yaş arasındakilerde artış % 154’tür (Dahlberg, 1998).
Bu ülkede çocuk suçluluğu, 1994’te tarihinin en yüksek noktasına
ulaşmış, daha sonra yavaş da olsa azalmaya başlamıştır. 1999 yılında bir şiddet
suçu isnadı ile tutuklanan çocukların oranı, tüm suçlar içinde % 36’dır. Adam
öldürme suç oranı 1993’ten 1999’a % 68 azalma göstermiştir. 1993’ten 1999’a
genç nüfustaki % 8’lik büyümeye rağmen, her şiddet suçu kategorisinde azalma
gözlenmektedir (Snyder, 2000). Bununla birlikte
endüstrileşmiş ülkeler arasında adam öldürme suçlarının en fazla olduğu ülke
hâlâ ABD’dir (Krug ve ark., 1998).
Çocuk suçluluğunun boyutlarındaki artış, Birleşmiş Milletler’in
konu ile ilgili önleyici tedbirleri Riyad
Yönergesi’nde dile getirilmesine yol açmıştır (The Riyadh Guidelines, 1990).
Türkiye’de çocuk suçluluğuna ilişkin çok sayıda araştırma bulunmakla
birlikte, suçun çeşitli boyutlarda dünya genelindeki durumunu irdeleyen
mukayeseli çalışmaların eksikliği, gerek istatistiksel verilerin analizini,
gerekse uygulanacak önleme stratejilerini belirlenmesini güçleştirmektedir. Bu
çerçeveden hareketle, öncelikle birbirine farklı yönlerden benzeyen iki büyük
kenti çocuk suçluluğu açısından karşılaştırmayı hedefledik.
2.
MATERYAL
VE METOD
Nüfusu ve demografik
yapısı değişik açılardan birbirine oldukça benzeyen İstanbul ile A.B.D.
Kaliforniya Eyaleti, Los Angeles kentlerinde 1997-1998 yıllarında güvenlik
birimlerine gelen ya da getirilen çocuklar incelendi. Bu amaçla, Devlet
İstatistik Enstitüsü tarafından yayınlanan Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma
Genel Komutanlığı’nın güvenlik birimlerine gelen, getirilen çocuklarla ilgili
İstanbul kentine ait veriler ile Los Angeles Sheriff
ve Polis Departmanlarının Los Angeles kentindeki çocuk tutuklamalarına ilişkin
veriler karşılaştırıldı.
Tüm veriler yaş ve
popülasyon normalizasyonu uygulandıktan sonra
değerlendirildi. Karşılaştırmaya esas olan suç tiplerinin başlıcaları, A.B.D.de
şiddet suçu ya da ciddi suç olarak tanımlanan adam öldürme, ırza geçme, gasp,
müessir fiil, hırsızlık ve oto hırsızlığıdır. Bunların yanı sıra, ateşli silah
taşıma, uyuşturucu suçları ve fahişelik de bu araştırma kapsamında
değerlendirilmiştir.
3.
BULGULAR
İstanbul ve Los
Angeles’te 18 yaşından küçüklerin popülasyondaki yeri Şekil-1’de
gösterilmiştir.
Şekil-1
İstanbul ve Los Angeles’te yaşa göre nüfus dağılımı.
100% |
|
6596200 |
|
7133926 |
|
|
||
90% |
|
|
|
|
||||
80% |
|
|
|
|
||||
70% |
|
|
|
|
||||
60% |
|
|
|
|
||||
50% |
|
|
|
|
||||
40% |
|
|
|
|
||||
|
|
|||||||
30% |
|
|
|
|
||||
|
|
|||||||
20% |
|
|
|
|
||||
10% |
|
|
|
|
||||
0% |
|
İstanbul |
|
Los Angeles |
|
|
||
|
|
|
<18 |
|
>18 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İstanbul’da 18
yaşından küçük her 100.000 kişiden 156’sı güvenlik birimleriyle ihtilaf haline
düşerken, bu oran Los Angeles’te 100.000’de 1393’tür. İstanbul’da 18 yaşından
küçük olup, güvenlik birimlerine gelen ya da getirilen çocuklar arasında her 10
kişiden bir kız çocuğu iken, Los Angeles’te her 4 çocuktan biri kızdır.
Her iki kentte
çocuklara isnad edilen tüm çocukların içinde “şiddet
suçlarının” oranı Şekil-2’de ve değişik suç tiplerinin karşılaştırılması
Şekil-3 ve 4’te gösterilmiştir.
Şekil-2 Los Angeles ve
İstanbul’da çocuklara isnad edilen “şiddet suçları”nın çocukların işlediği tüm suçlara oranı.
70% |
|
|
||||
60% |
|
|
|
|
||
|
|
|||||
50% |
|
|
|
|||
40% |
|
|
|
|||
30% |
|
|
|
|
|
|
20% |
|
|
|
|
|
|
|
|
|||||
10% |
|
|
|
|
||
0 |
|
|
|
|
||
|
Los Angeles |
İstanbul |
|
Şekil-3 Her 1000 suçlu
çocuğa düşen adam öldürme suçu.
0,6 |
|
||||||||
0,5 |
|
||||||||
0,4 |
|
|
|
||||||
0,3 |
|
|
|||||||
0,2 |
|
|
|
|
|||||
|
|
||||||||
0,1 |
|
|
|
||||||
0 |
|
|
|
||||||
|
|||||||||
|
|
Los
Angeles |
|
İstanbul |
|||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Şekil-4 Değişik suç
tiplerinin, çocuklara isnad edilen tüm suçlar
içerisindeki dağılımı.
9% |
|
|
|
||||||||||||||||
8% |
|
|
|
|
|||||||||||||||
|
|
||||||||||||||||||
7% |
|
|
|
||||||||||||||||
6% |
|
|
|
||||||||||||||||
5% |
|
|
|
|
|
||||||||||||||
|
|
|
|||||||||||||||||
4% |
|
|
|
|
|||||||||||||||
3% |
|
|
|
|
|||||||||||||||
2% |
|
|
|
|
|
||||||||||||||
1% |
|
|
|
|
|
|
|||||||||||||
|
|
||||||||||||||||||
0 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|||||||||
|
|
||||||||||||||||||
|
|
|
|||||||||||||||||
|
|
|
|||||||||||||||||
|
|
|
|||||||||||||||||
uyuşturucu madde |
Silah taşıma |
fahişelik |
Irza geçme |
|
|||||||||||||||
|
|
|
|
|
|
||||||||||||||
|
|
Los Angeles |
|
İstanbul |
|
||||||||||||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
1.
TARTIŞMA
VE SONUÇ
Son 10 yılda dünya
genelinde toplumlar içinde huzursuzluk ve şiddetin artışı ortak olarak gözlenen
bir sosyal fenomendir. Özellikle genç nüfusun fazla olduğu ülkeler, geleceğe
yönelik ciddi kaygılar içinde olup, şiddet ve suça yönelmenin nedenleri ve
bunlara dayalı önleme merkezli eğitim modellerinin saptanması konusunda yoğun
çalışmalar yapmaktadır.
Gerçekçi ve işe yarar
önleyici çalışmaların yapılabilmesi, bir yandan resmi verilerin sağlıklı
biçimde değerlendirilmesine, diğer yandan incelenen ülkelerdeki suç boyutu ve
özelliklerinin global anlamdaki pozisyonunun belirlenmesine dayanır. Bu
analizler yapılmadan önleyici eğitim modelinin saptanması mümkün olamaz.
Türkiye’de çocuk
suçluğunun incelenmesi, hiç kuşkusuz nüfusun en yoğun olduğu kent olan
İstanbul’un daha ayrıntılı biçimde ele alınmasını gerektirir. Bu kentteki çocuk
suçluluğunun ulusal düzeydeki durumu, bir başka araştırmamızın konusunu
oluşturmuştur (Ziyalar ve Atasoy, 1999). Uluslar
arası bazda bakıldığında, İstanbul çocuk suçluluğunu Los Angeles ile
karşılaştırdığımız bu araştırmamızın temel bulguları şu şekildedir:
1-
Mutlak sayılar
açısından bakıldığında, Los Angeles güvenlik birimlerine 1997-1998 yılları
arasında gelen ya da getirilen çocuk sayısı, İstanbul’da aynı durumdaki
çocukların 8 katıdır. Nüfus içindeki yaş dağılımına göre normalizasyon
yapıldığında, Los Angeles’te 18 yaşından küçük her 100.000 çocuğun 1393’ünün
güvenlik birimleriyle ihtilaf haline düştüğü, bu sayının İstanbul’da yalnızca
156 olduğu görülür.
2-
Güvenlik
birimleri ile ihtilafa düşen erkek çocukların sayısı her iki kentte de
kızlardan daha fazla olmakla birlikte, cinsiyet farkı (gender
garp) İstanbul’da daha fazladır. Şöyle ki, Los Angeles’te kız/erkek oranı 1:4
İstanbul’da 10:1’dir. Son 30 yılda Türkiye’de mahkum olmuş kadın ve erkeklerin
profilini inceleyen bir diğer araştırmamızda, yaşları 18’den büyük olup hüküm
giymiş Türk vatandaşları arasında kadın/erkek oranı 30 yıl ortalaması 1:25’tir.
Hal böyle olunca, 18 yaşından küçükler arasında kız çocuklarının erişkin
kadınlardan en az 3 kat daha fazla suça yöneldiği ortaya çıkar (Atasoy ve Ziyalar, 2000).
3-
Her ne kadar
İstanbul’da güvenlik birimleriyle ihtilafa düşen çocukların sayısı mutlak
anlamda Los Angeles’tekilerden daha az olmakla birlikte, bunların arasında adam
öldürme oranı İstanbul’da 2 kat, silah taşıma 2 kat, fahişelik 5 kat, ırza
geçme suç isnadı ise yaklaşık 15 kat daha yüksektir. Los Angeles çocuklarının
belirgin bir biçimde İstanbul çocuklarına oranla suçlandıkları fiil uyuşturucu
madde alımı, satışı ve kullanımındır. Bu suç tipinde Los Angeles’ta
12 kata varan bir yükseklik gözlenmektedir. Ancak ABD Kaliforniya yasalarına
göre uçucu madde alımı, satışı ve kullanımının da bu sayılara dahil edildiği
unutulmamalıdır. Los Angeles’te 18 yaşından küçüklerin güvenlik birimleriyle
ihtilafa düştüğü konuların dışında ise, İstanbul için pek önem taşımayan trafik
suçları gelmektedir.
Çocukları suça iten
nedenlerin araştırılması, agresyon ve şiddet
eğilimlerinin belirlenmesinden ayrı tutulamaz. Agresyon,
şiddet ve çocuk suçluluğu için risk faktörleri pek çok araştırmacı tarafından
incelenmiştir. Risk altındaki çocuklara yönelik hizmetin ulusal bir öncelik
olduğu kabul edilerek ve Dahlberg sınıflaması (Dahlberg, 1998) göz önünde tutularak, güvenlik birimlerine
gelen, getirilen çocukların yaşadığı kent coğrafyası ile bu bölgelerin sosyodemokgrafik özelliklerinin ilişkilendirildiği ve risk
ile koruyucu faktörleri saptamayı hedefleyen başka çalışmalarımız halen
yürümektedir (MERT 2000 ve BEMTAP 2000 projeleri).
KAYNAKÇA:
Atasoy, S. ve Ziyalar, N (1999). “A Study of Juvenile Arrests in Fortheen Turkish Cities”. International Association of Forensic Sciences, 15th Triennial Meeting Proceedings, Los Angeles,
p. 118.
Atasoy, S. ve Ziyalar, N (2000). “Trends in Women Criminality in Turkey”, American Society of Criminology, 52nd Annual Meeting, San Fransisco, Crime and Criminology in the Year 2000, Proceedings p. 179.
BEMTAP 2000, “Adli
Tıp Enstitüsü ile Emniyet Genel Müdürlüğü Arasındaki Protokol ile Bursa İlinde
Yürütülen, CBS ve Benzeri Teknolojilerle Suç Önleme ve Denetleme Projesi.
Dahlberg, L. L. (1998). “Youth Violence in the United States, Major, Trends, Risk Factors, and Prevention Approaches”, American Journal of Prventive Medicine 14:4, 259-272.
Krug, E.G., Powell, K.E. ve Dahlberg, L. L. (1998). “Firearm-Related Deaths in the United Stated and 35 other
High-and Upper Middle Income
Countries”. Int J Epidemiology 27, 217-221.
MERT 2000 “Adli
Tıp Enstitüsü ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü Arasındaki Protokol ile
Sultanbeyli İlk ve Orta Öğretim Okullarında Yürütülen Şiddet ve Madde
Bağımlılığını Önlemeye Yönelik Eğitim Modeli Projesi”.
NIJ (1998). US
Department of Justice, Research Preview, Washington D.C.
Pfeiffer, C. Trends in Juvenile Violence in European Countries.
Synder, N.H. (2000). “Juvenile Arrests 1999”, Office of
Juvenile Justice and Delinquency Prevention, US Department of Justice, NCJ 185236, Juvenile Justice Bulletin 12.
The Riyadh Guidelines
(1990). United Nations
Guidelines for the Prevention of Juvenile Delinquency G.A. res. 45/112, annex, 45 U.N. GAOR Supp. (No. 49A) at 201, U.N. Doc.
A/45/49.
NOTLAR:
NOT-1: Bu
yazı I. Ulusal Çocuk ve Suç: Nedenler ve Önleme Çalışmaları Sempozyumu’ndan
(29-30 Mart 2001) alınmış olup bu ve benzeri konularda daha fazla bilgi
edinmek için ilgili sempozyumun kitabına başvurmanızı tavsiye ederiz. Amacımız
suç konusunda çıkan kitaplardan, dergilerden, yazılardan sizleri haberdar
etmek; bilgi evrenine ve Türk kriminolojisine (suç bilimine) katkıda bulunmak,
topluma faydalı olmaktır.
NOT-2: Bu yazının yayınlanmasına verdikleri izin
ve kriminolojiye yaptıkları bu katkı dolayısıyla Türkiye Çocuklara Yeniden
Özgürlük Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı sayın Nevin Özgün’e çok
teşekkür ederiz. Vakfa, www.tcyov.org adresinden ulaşabilirsiniz.
©
www.kriminoloji.com 2002