www.kriminoloji.com
KONFERANS
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
ÇOCUK CEZA ADALET SİSTEMİ VE UYGULAMALARI
Bob FLORES
OJJDP Genel Başkanı
(Gençlik Ceza Adaleti ve Suçu Önleme Bürosu)
Sözlerime başlamadan önce UNICEF’e,
Adalet Bakanlığı’na, Ankara Üniversitesi’ne, Türk çocukları için ceza adalet
sistemini geliştirmek ve ilerletmek üzere uğraş veren araştırmacılara, hükümet
görevlililerine ve kâr amacı gütmeyen gruplara beni davet ettikleri için
teşekkür etmek istiyorum.
Benim adım Bob Flores ve Birleşik
Devletler Adalet Bakanlığı Gençlik Ceza Adaleti ve Suçu Önleme Bürosu’nda
(OJJDP-Office of Juvenile Justice
and Delinquency Prevention at the United States Departmant of Justice) yönetici olarak çalışmaktayım. Bu sıfatla, gençlik
adalet sistemini geliştirmek üzere devlet programlarına fon sağlamak, çocuklar
için daha iyi ve daha güvenli tutukluluk imkânları sağlamak, çocuk suçluların
ve suçluluğun engellenmesi için yollar bulmakla yükümlü olan bir ofiste
çalışmaktayım. Büromuz, tutukluluk sürelerini yetişkinlerin yanında veya
yakınında geçiren çocukların zarar gördüğü bir takım vakıalardan sonra 1974’te
kurulmuştur. O günden bu yana sözünü ettiğim çalışmaları sürdürmekteyiz.
Birleşik Devletler’de her bir eyalet,
çocuk ceza adalet idaresinde birincil sorumluluğa sahiptir. Bu sorumluluk
savcıları, mahkemeleri ve cezaevi imkânlarını içermektedir. Eyaletler, ayrıca
uyuşturucu bağımlılığı olan, istismara uğramış ve bir şekilde dışlanmış
çocuklara yardım etmek için oluşturulan programlara da fon sağlamaktadır. Bu
sorumluluklar eyaletlere aittir.
Federal hükümet ise liderlik rolü üstlenir. Bu kapsamda Büromuz,
araştırma yapar, bilgi toplar ve ayrıca suç işleme riski altında olan
çocukların birçok ihtiyacını karşılamak üzere programlar geliştirir. Biz diğer
kurumlarla da çalışmaktayız. Örneğin, çocuklar ve aileleri için sağlık
hizmetleri, sosyal hizmetler ve genel refah programları sunan Sağlık ve İnsan
Hizmetleri Bölümüyle (Department of Healty and Human
Services) çalışmaktayız. Ayrıca, meslek eğitimi
fonlarını karşılamak üzere Meslek Bölümü (Department
of Labor) ve ülkemizde kısıtlı imkânları olan
insanlar için güvenli, ödenebilir barınma olanaklarını sağlamak üzere İskân ve
Şehir Gelişimi Bölümüyle de (Department of Housing and Urban Development) işbirliği içindeyiz.
Bu toplantıya gelmeden önce benden talep edilen çocukların
gençlik adaleti sistemine dahil olmalarını engellemek; mahkemeye gitmekten,
tutukevlerine yerleştirilmekten uzak tutmak için kullanılabilecek program ve yöntemler
konusunda bilgi aktarımında bulunmak oldu. Bunu sağlamak için, çocuğun hayatına
mümkün olduğunca erken müdahale etmek gerekmektedir. Adalet Bölümü (Department of Justice) geniş ve
sürekli hizmetleri kapsayan programları desteklemektedir. Örneğin, biz “Hemşire
Ev Ziyareti Programı”nı kurduk. Bu program çerçevesinde ilk defa hamile kalan
genç bir kadınla on sekiz aydan iki yıla kadar uzayan bir süre boyunca, haftada
bir kez o kadının evine gelecek olan bir hemşire söz konusudur. Bu hemşire,
genç kadının iyi beslendiğinden ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek üzere
kendine dikkat ettiğinden emin olacak bir şekilde çalışır. Hemşire alkol ve
diğer tehlikeli uyuşturucuların kullanımı konusunda da özen göstermektedir.
Bebek doğduktan sonra ise genç kadına bebeğe nasıl bakılacağını öğretir, ayrıca
bebeğe zarar verebilecek olay ve olgular konusunda güvenlik bilgisi de verir.
Böylece anne, bebeğin hastalandığı, yaralandığı durumlara hazır olur.
Programımız ayrıca bir gözetmenlik de içermektedir. Bakıcı bir yetişkin,
ebeveyni olmayan ya da tek ebeveyni olan çocukla bir araya getirilir ve o
çocukla uzun bir dönem boyunca çalışır. Bu dönemde haftada bir saat, bazen de
daha fazla bir zaman harcar ve çocuğa, nasıl çözeceğini bilemediği durumlarla
karşılaştığında yol gösterir, destek olur.
Öte yandan tutukevinde kalan çocuklara fon sağlamaktayız. Bu
fonlar; eğitim, sağlık, akıl sağlığı danışmanlığı, madde bağımlılığından
kurtulma, öfke kontrolü gibi yaşam becerilerinin kazandırılması için eyaletlere
verilmektedir. Sonuç olarak, topluma geri bırakıldığında başarılı bir şekilde
yaşaması için hazırlayacak diğer vasıfların çocuğa kazandırılmasını
sağlamaktadır. Çocuk, tutukevinden ayrılmaya hazır olduğunda da eyaletlerin ve
yerel yönetimlerin sağladığı hizmetler bulunmaktadır. Bazı eyaletlerimizde
gençlik sorunlarının çözümleri, yerel mahkemeler veya yerel yönetim tarafından
çözülür. Diğerlerinde ise vali tarafından yürütülür.
Bu gün sizlere, çocukları istismardan ve dışlanmadan korumak için
uyguladığımız programlardan bahsetmek üzere burada olmaktan çok memnunum.
Amerika Birleşik Devletleri’nde bir çocuk ebeveynini kaybederse, genellikle
akrabalarının yanına götürülür. Bunun mümkün olmadığı zamanlarda çocuk, aile
ortamı içeren bakımevine götürülür ve yerleştirilir. Burası, birden fazla
çocuğun yaşadığı bir grup evi ya da çocuğun sınırlı zaman dilimlerinde
kalabileceği başka barınma seçenekleri de olabilir. Bunlar geçici çözümlerdir;
amaç çocuğa kalıcı yerleşme olanağı sunmaktır. Çocuğun, her yaştan bireylerle
sağlıklı bir ilişki kurabilmesi için kendisini bir bakıcı yetişkine bağlı
hissetmesi önemlidir. Böyle bir ilişki, çocuğun kendisini güvende hissetmesini
sağlamak için, kendilerini bir aile içindeyken yapılması gerekenler arasında
sorumluluk sahibi hissetmeleri için, ailenin kurallarına ve kanunlara uymaları
için etkili bir ilişkidir.
Çocuk bir suç eylemi gerçekleştirdiği zaman bazı durumlarda bir
süre için tutuklanabilir ya da özgürlüğünden yoksun bırakan bir cezaya
çarptırılabilir. Cezanın ortalama uzunluğu birçok devlette altı ile an sekiz ay
arasında değişmektedir. Bir çocuğun uzun bir süre cezaevinde kalması
alışılmadık bir durumdur. Bunun olması için cinayet, kundaklama, cinsel suç
gibi oldukça ağır bir suç fiilinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu
tutukluluk süresi içerisinde, birincil amaç rehabilite
etmek ve o çocukla çalışmaktır. Yetişkinlerde de rehabilitasyon
uygulanmaktadır, ancak bu durumda birincil amaç ceza vermektir.
Çocuk cezaevindeyken okula devam eder; genel olarak okul cezaevi
tarafından değil eğitim sistemi tarafından yürütülür. Büyük çoğunlukla
öğrenciler güvenlik nedeniyle kurumda kalır ve eğitimlerini kurum içerisinde
alırlar. Bu süre içerisinde ayrıca, meslek edindirme hizmetleri de sağlanır.
Sağlık bakımına da tâbi tutulan çocuğun, akıl sağlığı gibi ciddi sorunları
varsa birçok durumda ona eğitim hizmetleri ve çeşitli yardımlar sağlanır.
Böylece kendilerine nasıl bakacaklarını öğrenirler. Bu sonuç, çocuklar serbest
kaldıklarında rüşt yaşına ulaştıkları için başka bir ailenin yanına ya da bir
bakımevine yerleştirilmedikleri durumlarda önemlidir.
Bulgularımıza göre çocuğun suça yönelmesinde genellikle erken
yaşlarda karşılanmayan ihtiyaçları büyük bir risk yaratmaktadır. Bu risklerden
bazıları, çocuğun kendine ihanet edilmiş, toplumun dışında tutulmuş gibi
hissettiği ve öfke duyduğu istismar veya dışlanmadır. Bunlar olduğunda
çocukların öfke duyması ve antisosyal hareketlerde
bulunması çok kolaylaşmaktadır. Yaptığımız araştırmalardan biliyoruz ki
çocukları suç işleme riskine atacak birçok etmen vardır. Bunlar arasında cinsel
istismar, ihmal edilme, ailenin ölmesi gibi; aileleri, okulları ve yaşadıkları
toplumda (ki bu üçünün birbirine bağlı ve girişik olduğu da düşünülmelidir)
onların sağlıklı bir şekilde büyümelerini etkileyecek birçok önemli etmen
vardır. Bizim umudumuz, bu bağları ve girişiklik sayesinde çocukların; ailenin,
okulun ya da toplumun bir parçası olmayı istemeye devam etmeleri, kurallara
uymaları ve bu gruplardaki pozitif insanlara bağlı olmanın yararlarını elde
etmeleridir. Çocuk akıl sağlığı ile ilgili bir sorun yaşadığı, çeşitli farklı
ailelerin yanında kaldığı ve sık sık yer
değiştirdiği, fuhuş mağduru olduğu zaman gelişimi risk altına girer ve daha
fazla suç işleme ve suça karışma tehlikesi artar. Bu nedenle, size aile
kurumunuzu nasıl geliştirip güçlendirebileceğiniz konusunda düşünmeyi
önermekteyim.
Amerika Birleşik Devletleri’nde sorunlarla karşılaşmaktayız,
çünkü bazı bölgelerde ailenin çocuklar üzerinde etkisi çok fazla değildir.
Örneğin, çocuklar birçok nedenden ötürü ebeveynleri veya diğer yetişkinlerden
gereken ilgi ve bakımı alamamaktadır. Çocuklar, herhangi bir nedenden ötürü
yalnız bırakıldıkları zaman yasadışı fiilleri gerçekleştirmek üzere
kandırılabileceği veya şiddete karşı korumasız bırakılacağı tehlikeli
durumların oluşma ihtimali doğar.
Biliyoruz ki çocukların işleyebilecekleri fiiller pencere kırmak
gibi küçük hasarlara neden olmaktan cinayete kadar uzanmaktadır. Cezaevi
ülkemiz açısından çok pahalı bir süreçtir. Amerika Birleşik Devletleri’nde bir
çocuğu güvenli bir cezaevinde bir yıl için tutmak, on binlerce dolara mal
olmaktadır. Önleme çalışmaları yapmak, ailelerle çalışmak ve çocuğun cezaevine
ya da bir bakımevine gitmesini engelleyecek yollar bulmak çok daha ucuzdur.
Bu güne kadar geliştirdiğimiz en iyi programlardan gençlik
mahkemeleridir. Bu mahkemelerde suçla ilgili konular ve gençlik suçları
işlenir. Ayrıca aile mahkemelerimiz mevcuttur. Bunlarda ise çocuğun medeni
hakları ile ilgili işlemler görülür. Bunlar dışında bir de genç mahkemeleri
sorumludur.
Genç mahkemeleri, aile mahkemeleri ve gençlik mahkemeleriyle aynı
türden mahkemeler değildir. Genç Mahkemelerinde yargıçlık, jürilik, mübaşirlik,
savcılık ve avukatlık rolleri gençler tarafından yürütülür. Bu mahkemelerde
çocuklar ve gençler, kendi akranlarının gerçekleştirdikleri davranışları
değerlendirir ve bu da davranışlara izin verilip verilmeyeceğini, ne kadar izin
verilebileceğini belirlerler.
Örneğin; biz genç kadınların küçük hırsızlıklar yaptıklarını
biliyoruz. Eczane, parfümeri gibi küçük dükkanlara gidip dudak kremi ya da
makyaj malzemesi çalıyorlar. Sonuçta ciddi parasal değeri olmayan ama
biriktikçe küçük bir dükkanın işlerini etkileyebilecek hırsızlıklardır bunlar.
Buna rağmen yasa dışı davranışlardır ve hoş görülmezler. Çocukların bunun
olumsuz bir davranış olduğunu ve olumsuz bir sonuç doğurabileceğini anlamaları
önemlidir. Bu yüzden, bir nesne çalarlarsa bunun bir cezası olmalıdır.
Bu ceza, işlenen suçun çeşidiyle, verdiği zararla doğru orantılı
olmalıdır. Sırf beş ya da on dolarlık bir mal çaldığı için bir çocuğu
hapishaneye göndermek istemeyiz. Daha hafif bir ceza düşünürüz. O çocuğa ya da
gence, arkadaşlarının ve desteğini beklediği kişilerin (ergenlik çağında olduğu
düşünüldüğünde), yaptığı şeyin doğru olmadığına inandıkları işaretini vermeleri
ayrıca önemlidir. Verilen cezalar toplum hizmetleridir. Örneğin, bir parkı
temizlemelidir, hastahanede hasta çocukları ziyaret
edip onlara kitap okumalıdır, bir bahçede çalışmalıdır, yaşlı ve sorunlu
insanların ev dışı işlerini halletmelidir, bir binanın dış cephesini temizleyip
onarmalı ve buraya grafiti yapmalıdır. Buna göre bu programın en iyi yönü
yetişkinleri de kapsamasıdır. Herhangi bir bölgede genç mahkemelerini kurmak
için o bölgedeki gençlik mahkemelerinin ve aile mahkemelerinin buna uygun
davranması gerekmektedir. Çünkü bir çocuk ilk defa mahkemeye çıkıyorsa ve suç
istinadı küçükse ona bir fırsat verilir. Çeşitli alternatifler arasında genç
mahkemesi de bir fırsattır. Suç işlediği zannıyla genç mahkemesine çıkarılan
çocuk burada kendi akranları tarafından yargılanır ve hakkında bir hüküm
verilir. Genç, bu mahkemece verilecek cezaya uymak zorundadır. Diyelim ki
akranlarından oluşan jüri “on hafta süresince karşı tarafa verdiği zararı
telafi etmek üzere her hafta sonu mekana ve kişiye giderek çaba sarf etme”
cezası verdi ve genç bu karara uymadı. Bu sefer ceza adaletinden sorumlu
gençlik mahkemesi davaya bakar ve genç, bu durumda bir suç kaydı alacağı için
bunun ciddi yansımaları olacaktır.
Genç mahkemeleri genç suçluya, adli kayda sahip olmanın vereceği
zararı sınırlama fırsatı vermektedir. O çocuğa başka bir şans daha tanımak
üzere tasarlanmıştır. Çok daha ucuza mal olan bir kurumdur, çünkü sisteme
gönüllüler dahil olmaktadır. Genç mahkemeleri okulda ya da mahkeme binasında
kurulur, böylece mekan için özel bir harcama kalemine de ihtiyaç
duyulmamaktadır. Eğitim, gönüllü avukatlar tarafından yapılır. Bu eğitimin en
önemli avantajlarından biri de genç mahkemelerinde hizmet edecek gönüllü
gencin, kanunun ilgili kurallarını erkenden öğrenmesidir; hukukun üstünlüğüne
saygıyı ve yargı sürecini olumlu bir program içinde öğrenir. Ceza adaletiyle,
aile üyelerinden birinin polis tarafından tutuklanmasıyla tanışmak yerine, ceza
adaletinde yer alan insanların genç suçlulara yardım yollarını aradıkları genç
mahkemelerinde çok daha olumlu bir şekilde tanışıyorlar.
Genç mahkemeleri, Amerika
Birleşik Devletleri’nde kanun uygulamaları için gerçek bir mahkeme olmasa da,
hızla gelişen bir programdır. Daha önce de değindiğim gibi küçük suçlar
işleyen, küçük saldırılarda bulunan çocuklara bir alternatif sunmak ve onlara
ikinci bir şans vermek için tasarlanmıştır. Bulgularımız, bu çocukların bu
fırsatın avantajlarından faydalandığını ve olumsuz davranışlardan kaçındıklarını
göstermektedir. Bu yüzden bu programın gerek çocukta bir sorumluluk bilincini
oluşturması, gerekse çocukları kurumlara göndermek yerine alternatifler bulmak
bakımından çok olumlu ve etkili bir yol olduğunu düşünüyoruz.
Çocukların ihtiyaçlarını belirlememize yardımcı olan şeylerden
biri de risk değerlendirme araçlarımızdır. Bu süreçte sorular sorulur, böylece
çocuklar hakkında mümkün olduğunca çok bilgi ediniriz. İhtiyaçlarının ne
olduğunu öğrenmek önemlidir, fakat ailelerinin ihtiyaçlarının da belirlenmesi
gerekir. Ailelere neler yardımcı olabilir ya da çocukları suç işleme ya da suça
yönelik davranış gerçekleştirme durumlarına getiren nedir? Risk değerlendirme
çalışması, ilk defa suç işlemiş bireyler için oldukça yardımcı bir işlemdir.
Kurumlardan ayrılmadan önce bir değerlendirme yapmak da önemlidir. Cezaevine
girdikten sonra onları tekrar toplum içine bırakmadan önce, ihtiyaçlarının ne
olduğunu bilmek önemlidir. Okuma yazma biliyor mu? Okula tekrar dönebilir mi ve
eğitimini mezuniyetine kadar sürdürebilir mi? Eve dönmesini bekleyen ya da bir
şekilde onlara destek olacak olan bir aileleri var mı? Psikolojileri nasıl?
Duygusal olarak nasıl? Fiziksel olarak durumları iyi mi? Bunlar önemli, çünkü
ihtiyaçları karşılanabilir ve bu şekilde kurumdan ayrıldıklarında belli bir
başarı elde etme şansına sahip olabilirler. Gençlik Adaleti ve Suç Önleme
Bürosu, Amerika Birleşik Devleri’ndeki birçok grupla birlikte değişik
değerlendirme araçları geliştirmek için çalışmaktadır. Bu konuda
http://www.ojp.usdoj.gov/ojjdp adresinden detaylı bilgi alabilirsiniz.
Gençlik mahkemesi ya da aile mahkemesini geliştirirken en önemli
görevlerden biri savcının rolünü belirlemektir. Birçok gençlik mahkemesinde
savcının rolü kovuşturma başlatmaktır. Savcı, polisin delilleri topladığından
emin olmak ve delilleri mahkemeye sunmakla, sonra da mahkemeden çocuğun belli
bir cezaya çarptırılmasını istemekle sorumludur. Bence bir savcının rolü,
kovuşturma başlatmaktan daha fazla olmalıdır. Adaleti gerçekleştirmenin, kurban
için bir adalet ölçütü getirmenin, sanığa adaletin uygulanmasının sağladığından
emin olmanın savcının sorumluluğunda olduğuna inanıyorum. Bazı davalarda bunun
anlamı çocuğun çok sert bir şekilde cezalandırılmasıdır. Bazı davalarda ise bu
çocuğun “tazmin etmek” zorunda kalması, yani işlediği suç için maddi bir bedel
ödemesi anlamına gelebilir. Fakat iyi savcılar, birisini sadece hapse atmış
olmak için hapse atmanın her zaman bütün toplumun ihtiyaçlarını
karşılamayacağını bilirler. Özgürlüğünden yoksun bırakma gerçekten zorunlu olduğunda,
çocuğa bir ders vermek üzere onu rehabilite etmek
için ve mağdurun zararını karşılamış olduğuna inandığından emin olmak için
başka bir çözüm olmadığında kullanılması gereken pahalı bir süreçtir. Toplumun
bütün çocuklara mesajı şöyle oluşacaktır, “Yanlış bir şeyler yaptığınızda,
bunun olumsuz bir sonucu ve ödenecek bir bedeli olacaktır”.
Birçok davada çocuk için savunma avukatı vardır, fakat, bu bizde
maalesef geliştirmemiz gereken bir alan. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki
yasalara göre çocuk, davanın her kritik aşamasında bir savunma avukatı
tarafından temsil edilir. Genellikle bu çocuğun tutuklandığı ve ilk kez mahkeme
önüne çıktığı anla başlar. Bu an, yargıcın çocuğun dava bitene kadar tutuklu mu
kalacağına yoksa evine mi döneceğine karar vereceği andır. Savcı ve savunma
avukatı bence adaletin gerçekleştirilmesinde eşit yükümlülüklere sahiptirler.
Bu, sadece savcının ya da savunma avukatının sorumluluğunda olmamalıdır. Aynı
şekilde, yargıca en iyi şekilde hizmet etmek için savcının ve savunma avukatının,
çocuğa yönelik iyi bir çözüm bulmak ve suça uygun bir ceza bulunmasını sağlamak
için beraber çalışması gerekir. Bu gerçekleştiği zaman, çocuk için
yaşadıklarından bir ders çıkarma ve evine, toplumuna ve ailesine dönme fırsatı
ortaya çıkacaktır. Umut verici bir biçimde o çocuk, toplumun başarılı bir üyesi
olmak için büyüyecektir.
Bir çocuk hakkında suç işlediğine dair hüküm verildiyse, biraz
önce de söylediğim gibi, rehabilite edileceği bir
kuruma gönderilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nin, Başkan
tarafından imzalanarak kanunlaştırdığı birçok yasamız vardır. Çocukların ve
yetişkinlerin ayrı kurumlarda tutulmasını ya da en azından çocukların
yetişkinleri, yetişkinlerin de çocukları göremeyecekleri, duyamayacakları bir
biçimde ayrı tutulmasını gerektiren kurallarımız 1980’lere dayanmaktadır. Bu
tür gereksinimler çocukların yetişkinlerin tuzağına düşmemesi ve kurumlarda
daha kötü suçların yaşanmadığından emin olunması için çok yardımcı
gerekliliklerdir. Ek olarak eyaletlerin, diyelim çocukları sırf okula
gelmedikleri için ya da okula geç geldikleri için cezaevine göndermediğinden
emin olmak üzere sahip olduğumuz bazı kurallar bulunmaktadır. Bu tür
davranışlar bizim statü suçları olarak gördüğümüz suçlardır. … Biz bir çocuğa
yetişkin gibi davranmıyoruz, fakat biliyoruz ki tutuklama ve özgürlüğünden
yoksun bırakmaya hükmetme çok ciddi ve önemli bir cezadır. Küçük suçları için,
çocuklara ulaşabilmek adına tutuklamadan daha alternatifler olduğuna
inanıyoruz. Yanlış davranışın bir olumsuz sonucu olduğu mesajını alan ve
değerlendiren çocuk. Olumsuz sonuç işlenen suça uygun olmalıdır. Çocuğun ne yaptığı ile nasıl cezalandırıldığı
arasında bir bağlantı olması gerekmektedir. Ergenlik çağındakilerin özellikle
çok yüzeysel bir adalet anlayışı vardır. Kendilerine adil davranılıp
davranılmadığına, diğer insanlara gösterilen davranışın aynısıyla karşılaşıp
karşılaşmadıklarına, daha iyi ya da daha
kötü davranılıp davranılmadıklarına bakarlar. Birçoğu davranışların kötüye
gittiğini abartarak söyleseler de bu sistemi, yetişkinler ve görevliler olarak
elimizden geldiği kadar adil hâle getirmemiz önemlidir. Bunun için ceza suça
uymalıdır.
Islah kurumları benzersiz bir olanağa sahiptir. Bir çocuk kuruma
girdiği zaman, günün her anı kontrol altındadır; sabah ne zaman kalkacakları,
ne zaman okula gidecekleri, ne zaman öğle yemeği yiyecekleri, ne zaman duş
alacakları, kimi görebilecekleri, ne zaman ailelerini görebilecekleri, ne zaman
okuyabilecekleri, nereye gidebilecekleri, kurumda ne gibi işler yapabilecekleri
bellidir. Bütün bu kontrollerle sonuç olarak çocuğun, ıslah kurumlarından
avantajlar yakalaması ve eğitim, zihinsel sağlık gibi hizmetleri alması
sağlanır. Çocukların her gün bu tür etkinlikler yapmaya alışması çok önemlidir.
Çocuklar için en iyi sonuç günlük hayatlarında rutin davranışlar
geliştirmektir. Böylece çocuk kurumdan ayrıldığı zaman toplum içine geri
dönebilir, yeniden okullarına başlayabilir ve yaşamın üstesinden gelmeyi
başarabilirler. Gençlik adalet sisteminde ulaşmak istediğimiz nokta gerçekten
budur. Daha önce de söylediğim gibi bu sistem, yetişkin sisteminden oldukça
farklıdır. Bu tür kurumlarda ayrıca çocuğun, duygusal refahını sağlama yönünde
yardım bulma fırsatı da bulunmaktadır. Bunu gerçekleştirmenin bir yolu
danışmanlık/grup danışmanlığıdır. Terapi ve çocuğun eğitimli bir danışmana
duyguları hakkında konuşmasını sağlamak için akıl danışmanlığı hizmeti
verilmektedir: Bu duruma gelmelerinde hangi nedeni görüyorlar? O halde ne
yapmaları gerekebilir? Başarabilmeleri için başkaları ne yapmalıdır? Bu tür
soruların yanıtları hakkında fikirler geliştiriyorlar. Bu ıslah kurumlarında
bulunan profesyoneller için bir çocuğun başarı şansını yükseltmek için gerçek
bir fırsattır. Gençlik adalet sistemi birçok çocuk için maalesef, çember düzeni
raylarda dönüp duran tren gibidir. Biz, çocukların bu raylarda dönüp
durmalarını istemiyoruz. Bizim istediğimiz çocukların bir an önce gençlik
adaleti sisteminden çıkmalarıdır. Çünkü, gençken suç işlemeye devam ederlerse
yetişkinlik dönemlerinde daha ciddi suçlar işleme olasılıkları söz konusudur.
Birçok eyalette gençlik ceza adaleti sisteminin sorumluluğu on sekiz yaşına
kadardır. Biz genç suçluyu rehabilite etmeyi
başaramazsak, o kişi hayatının geri kalan kısmını ceza adaleti sisteminde
yetişkin bir suçlu olarak yetişkin sisteminin sorumluluğu altına girmeye
eğilimli olacaktır. Eğer güçlü toplumlar oluşturmak istiyorsak, erken müdahale
ve önleme çalışmalarının etkin olması önemlidir.
Okuma, yazma, iletişim gibi bütün bu etkinlikler çocuğun
kurumdaki mahkûmiyeti boyunca geliştirilebilir. Fakat öyle ya da böyle çocuk
bir gün kurumdan çıkacak. Biz Gençlik Ceza Adaleti ve Suçlu Önleme Bürosu’nda,
Meslek Bölümü, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bölümü, ve İskân ve Şehir Gelişimi
Bölümü’yle çocuk ve yetişkinler hakkında temel inisiyatiflere sahibiz. Böylece
çocuklar ıslah kurumlarından çıktıklarında başarılı bir şekilde topluma uyum
sağlayabilmektedirler. Topluma uyum, bazı çocukların sahip olamayacakları
yetenekleri gerektirir. Kurumu terk etmeden önce insanlar için bir destek ağı
kurmak da bu bakımdan ayrıca önemlidir. Böylece kurumu terk ettiklerinde
onların doğru yolda kalmalarını sağlayacak biri/birileri var olacaktır. Bu,
kuruma özellikle uyuşturucu bağımlılığı ve akıl sağlığı sorunlarıyla giren
denetimden yoksun çocuklar için önemlidir, çünkü onlar yalnız oldukça
kendilerini diğerlerinin merhametine sığınmış bulacaklar, kolayca
kandırılabilir olacaklar ve olumsuz davranışları yinelemek ya da daha ağır
olumsuz davranışlar geliştirme yönünden duydukları vicdan ve utanma hissi
azalacaktır. Eğer onlara göz kulak olacak bir gözetim memuru olursa, sözgelimi
çocuğun çalışmaya ya da okula gittiğinden emin olur, onları kontrol edip
desteklerse, bizim bulgularımıza göre bu koşullarda çocukların tekrar suç
işleme ihtimali azalmaktadır. Bunun çocuk için en iyi çözüm olduğu açıktır,
aynı zamanda toplum için de en iyi çözümdür. Çünkü, toplum için bunun anlamı,
bir insanı kilitli tutmak üzere daha fazla para harcamak zorunda olmamaktır.
Aksine, o insan çıkacak, bir işte çalışacak, vergi ödeyecek ve katkıda
bulunacaktır. Bu yüzden kurumlara tekrar dönme konusunda, insanlara ceza
süreleri boyunca bakmak ve onların yaşamın üstesinden gelmelerini sağlamak
üzere yeterli kaynaklara sahip olup olmadıklarından emin olmak oldukça
önemlidir.
Her yıl cezaevlerinden tahliyeler olur, davalar düşer, çocuklar
tutukevinden serbest bırakılırlar. Sorun bizim, çocukların sisteme geri dönmek
üzere yeterli şansa sahip olmaları konusunda onlara yardım edip
etmeyeceğimizdir. Umduğumuz şey bu genç suçlulara ilerde cezaevlerinden uzak
kalmalarını sağlayacak hizmetlerde bulunmaktır. Biz, Gençlik Adalet Sistemi’nin
her bir eyalette o eyaletin fonlarıyla yürütülmesinin oldukça maliyetli
olduğunun farkındayız. Bu maliyetin daha çok yüksek öğretim sistemine gitmesini
ve tekrarlanan suçlar yerine daha fazla burs olanakları sağlanmasını isterdik.
Bu, Gençlik Adalet Sistemi’ne para harcamak yerine, ihtiyacımız olan bu
gençlerin, başarılı ve çalışkan bir şekilde topluma katkıda bulunmasını
sağlamak için yollar oluşturmak gereklidir.
Daha önce bahsetmediğim konulardan birisi gençlerin, bir çıkar ya
da yaş grubunu temsil eden gençlerin hizmet verdiği örgütlere katılmasında
yardımcı olmaktır. Örneğin, Amerika Kızlar ve Erkekler Kulübü; Amerikan Aile,
Kariyer ve Toplum Liderleri, Adalet İçin Gençlik, Ulusal Suç Önleme Konseyi,
Amerika Gençlik Servisi gibi (Boys and Girls Clubs
of America; Family, Career and Community
Leaders of America; Youth for Justice;
National Crime Prevention Council; and Youth Sevice America). Çocuğun kendisini; ailesinin, okulunun ya da
toplumun bir parçası olarak hissettiğinde, doğru davranmasını sağlamanın kolay
olduğundan eminiz, çünkü çocuklar kendilerini, kendilerinden büyük bir şeyin
parçası olarak hissederler. Az önce değindiğim örgütler gibi kuruluşlar,
gençlerin diğer genç ve yetişkinlerle tanışmasına yardımcı olur, onların
kendilerine olan güvenlerini artırmasının yanı sıra, konuşma ve yazma
becerilerini geliştirecek toplum hizmetleri sağlar.
Ülkenizde takip etmeniz gereken hususlardan biri, gerek ailesi
hayatta olmayan, gerekse terk edilen ya da başı boş kalan, hiçbir bağlantısı
olmayan çocuklardır. Bu çocuklar okula gidiyorsa katılımcı değillerdir ya da
okulda zayıf bir durumdadırlar. Bütün bunların üzerine oyun oynadıkları eski
arkadaşlarının, yeni deneyim yaşadıkları ya da
yeni arkadaşlıklar elde edindikleri grup ve örgütlerin bir parçası
değillerse, bu çocuklar yüksek oranda suç işleme riski taşırlar.
Çocuklarımızın; ailelerinin veya toplumlarının bir parçası olmayı sürdürmeleri
için teşvik etmek üzere ailenin ve toplumun gücünü kullanmak çok önemlidir. Bu
bağlantılar çocuklarımızı doğru yolda tutmaya yardımcı olacaktır.
Evet, sizlere bizim Gençlik Ceza Adalet Sistemi’mizin
genel yapısını ve uygulamakta olduğumuz değişik programları sundum. Bahsettiğim
üzere Adalet Bölümü, danışmanlığı desteklemek için Genç Mahkemeleri, aile
müdahalesi, ev danışmanlığı ve çocukları toplumlarına kazandırma konularında
fırsatlar yaratmak üzere fonlar sağlar. Bütün bu programlar oldukça olumlu
programlardır.
Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’na, Ankara Üniversitesi’ne, UNICEF’e, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’na ve
Dostlar Dayanışma Derneği Ankara Şubesi’ne teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca da
buraya geldiğiniz, beni dinlediğiniz için sizlere de teşekkür etmek istiyorum.
Amerika Birleşik Devletleri’nde geçen yaklaşık yirmi yılda çok yol aldık,
çocuklara yardım etmek üzere çeşitli programlar geliştirdik ve çeşitli
çalışmalar yaptık. Ancak hâlen almamız gereken uzun bir yolumuz var.
Konuşmamı bitirirken, ortak endişeler taşıyan dünyanın diğer
yerlerinden gelen arkadaşlarımla bilgilerimi paylaşma şansı tanıyan bu
sempozyuma beni davet ettiğiniz için yeniden çok teşekkür ederim. Genç
insanlarımıza sağlıklı ve üretken bir vatandaş olmaları için yardım etmekten
daha önemli hiçbir iş düşünemiyorum. Bana karşı çok nazik davranışlar
sergilendi ve sıcak bir şekilde ağırlandım. Eğer içinizden biri Amerika
Birleşik Devletleri’ne gelip Washinton’u ziyaret
ederse, sizlere elimden gelen konukseverliği göstermekten memnuniyet duyacağım.
TARTIŞMA
(NOT: Tartışmanın yaklaşık ilk iki
sayfalık bölümü buraya alınmamıştır.)
Katılımcı:
İzlediğim program bir
belgeseldi. Bir İngiliz kanalında seyretmiştim. Programda bir gençlik kurumu
gösteriliyordu ve eğitmenler askerdi. Askerler, gençlere bağırıyordu ve gençler
de bağırarak onlara cevap veriyorlardı. Acaba bu ağır suçları rehabilite etmek için böyle bir yöntem kullanılıyor mu?
Bunu merak ediyorum.
Bob Flores,
OJJDP Genel Başkanı:
Bu anlattığınız, tarihimizden kısa ve sevimsiz bir bölüm. Şu an
böyle bir uygulama yok. Çocukların askerî disiplin için gönderildiği “Boot Camp” dediğimiz bir
uygulamamız vardı. Biz hükümette resmi pozisyon almış birileri olarak ve Bürom
adına ben sorunları çözmek için bu tür uygulamayı reddettik. Bu tür programlara
artık fon sağlamıyoruz ve onları desteklemiyoruz. Bazı eyaletlerde hâlâ böyle
uygulamalar var mı? Evet; fakat bunlar uygulandıkları yerlerde katı disiplin
uygulamaları içermelerine rağmen tamamiyle farklı
programlardır. Daha önce bir beye de açıkladığım gibi eğer 13-15 yaşlarında bir
çocuğunuz varsa, o çocuğun kalbinde birtakım şeyleri dayakla, disiplinle
değiştirebileceğinize inanmak ise yaramayacak bir hatadır. Araştırmalar bunun bir
şeyleri gerçekleştirmede etkili bir yöntem olmadığını göstermektedir. Bunun
nedenlerinden birisi aileler çocuklarına uygun disiplini erken yaşlarında
verirler. Fiziksel bir disiplinde bile, burada kastettiğim dayak değil, örneğin
bir çocuğu bir yerlere dokunduğunda tehlikeyle karşılaşmaması ya da elektrik
düğmesine parmaklarını sokmaması için bir odadan başka bir odaya almamak gibi
fiziksel disiplinlerde bile yaş önemlidir. Bu tür disiplinin çocuk üç ya da
dört yaşlarındayken yapılması ile on yedi yaşlarında uygulaması farklıdır. On
yedi yaşındaki gence siz askerî disiplin uygularsanız bu çok sert bir uygulama
olur. Böyle bir hareketin işe yarayacağına dair elimizde hiçbir kanıt yok. Bu
yüzden bu yöntemi uygun bir yöntem olarak görmüyoruz. Ayrıca bu tür uygulamaların
tam ters yaklaşımlarıyla yürütülen programların daha fazla işe yaradığını fark
ettik. Yani çocukla anlamlı ilişkiler oluşturmayı amaçlayan programlar. Eğer
çocuk; ailesine, okuluna ve toplumuna bağlıysa, bu çocuğun kanuna karşı gelme
ihtimali çok düşüktür. Bu yüzden bu tercih edilen bir yol ve bu alan bizim
paramızı harcadığımız, programlar için fon sağladığımız ve oluşturmak
istediğimiz çözüm budur.
Katılımcı:
Öncelikle konuşmanız için size teşekkür etmek istiyorum. Benim de
birkaç sorum olacak, izin verirseniz? Kadın ve kızlardaki suç oranları sizce
neden artış göstermektedir? Çocuk kurumlarının özelleştirileceği doğru mudur?
Azınlıkların işledikleri suç türleri, özellikle de ağrı suç türleri ve oranları
hakkında da kısa bir bilgi verebilir misiniz? Bu konuda istatistik bilgileriniz
var mıdır?
Bob Flores,
OJJDP Genel Başkanı:
İlk sorunuz suçun kızlarda ve çocuklarda neden arttığıydı, değil
mi? Evet. Buna kesin bir cevap verilebileceğini sanmıyorum. Size yaptığımız
araştırmalardan söz edebilirim. Sanırım birçok neden var. Bunlardan biri zorlu
ev koşullarının oluşumu. Kızlar, kendilerini güvenli bir ortamda hissetmelerini
sağlayacak ortamlarda bulunduğu sürece çok nadir terk edilirler. Aslında bu her
iki cins için de geçerli bir yargı. Ebeveyn-çocuk ilişkisi çok önemlidir.
Sorunlu evlerde ülkemizde (ABD) kızlar daha çok cinsel istismar ve sömürüyle
karşılaşmaktadırlar. Bence bu, bu açıdan büyüyen bir kin. Bence çok büyük risk
taşıyan bir durum. Madde kullanımını artırmakta, kızların tehlikeli ortamlarda
bulunma oranını artırmakta, bunun karşılığında kadın ve kızlarda kaba
davranışların artmasına da neden olmakta. Bu konuda henüz bilemediğimiz birçok
neden olduğuna inanıyorum. Ben yeni bir istekte bulundum ve bu yıl içinde
Birleşik Devletler’deki kızların karşılaştığı
durumlar hakkında çok geniş bir çalışmaya başlamayı umut ediyoruz. Bu durumun
erkeklerin karşılaştığı durumlardan çok farklı olduğunu düşünüyorum. Çünkü,
erkeklerin ve kızların aynı problemlerle karşılaştıklarında aynı şekilde tepki
verdiklerini düşünmüyorum. İşte bu farklılıkların ne olduğunu bulmaya
çalışıyoruz. Bu araştırma yaklaşık iki yıl sürecek. Fakat her altı ayda bir
veriler açıklanacak, böylece bunlar çeşitli yerlerde incelenebilecek. Elde
edilen bilgilere, ne için olursa olsun herkes erişebilecek.
İkinci sorunuz Birleşik Devletler’de
çocuklara has kurumların özelleştirilip özelleştirilmediği hakkındaydı.
Söylemek istediğin ilk şey bu tür kurumların özelleştirilmesine herhangi bir
gereksinim olmadığı ve bunun yaygın bir uygulama olmadığıdır. Daha önceki
uygulamalardaki sonuçlar karışıktır. Bazı durumlarda daha iyi kaynaklar,
programlar ve çocuklara yönelik daha iyi bakım gibi olumlu sonuçlar vermiştir,
diğer alanlarda sayısız başarısızlıklar söz konusudur. O nedenle bu kurumlar
yeniden devlet eline geçmiştir. Sanırım birçok şey gibi özelleştirmenin işe
yarayıp yaramayacağı sorusunun cevabı kolay olmayacaktır. Uygun denetimle,
sürece yeterli derecede dahil olmakla belki, fakat hükümet ya da özel destekli
kuruluşlar olsun, sayısız denetim gerektirecek kritik bir alandır. Böyle bir
uygulamanın reddedilmesi mümkün değildir, fakat geçmişte bazı korkunç
başarısızlıklar yaşandı. Anlamaya çalıştığımız şeylerden biri de başarısızlığın
neden gerçekleştiğidir. Ancak şunu da unutmamak gerekir: İnsanların
özelleştirmeye meyilli olmalarının nedeni hükümetin fon sağladığı sistemlerde
de korkunç başarısızlıkların oluşmasıdır. Bunun için, büyük miktarlarda para
aktarılsa da, sistemdeki çocuklar için faydalar çok az olmaktadır.
Değerlendirme ve incelemeler hem federe devlet hem de eyalet seviyesinde
yapılmaktadır. Federe devletten maddi destek alabilmek için eyaletler, bazı
koşulları yerine getirmek zorundadır. Biz de özel profesyonel örgütleri adımıza
incelemeler yapmak üzere kullanmaktayız. Ayrıca eyaletler de
izleme-değerlendirmenin bir parçası olarak yılda bir bunu yapmaktadır. Tabii bu
kurumların Birleşik Devletler Başkanı’na değil eyalet valisine hesap verdikleri
unutulmamalıdır. Bu yüzden bizim yetkimiz, bu kurumlara sağladığımız paranın miktarıyla
sınırlıdır.
Burada azınlıkların yüksek oranda suç işleyip işlemedikleri, bu
olaylarda etkilerinin olup olmadığı ve istatistikler hakkında bir soru var.
Bildiğimiz gibi, çocukların kanunla sorun yaşaması riskini etkileyen en önemli
gerçeklerden birisi aile istikrarıdır. Ülkede yaptığımız çok yeni bir
araştırmaya göre ana-babalı bir çocuğun suç mağduru olma oranı, yoksulluk ve
ırksal geçmişten bağımsız olarak çok çok düşüktür.
Bu, denetimden yoksun çocuklar başlarını derde sokacaklardır anlamına gelmektedir.
Zayıf komşuluk ilişkilerinde de benzer bir durumu görüyoruz. Aile denetimi
zayıf. Şehir yapısı değişmiş, iki-üç aile bir yerde ikamet ederken, elli katlı
binalarda binlerce insan yaşamaya başlamış; herkes kendi içinde küçük
topluluklar oluşturmuş iken, kendi kabuğuna çekilmiş, tek tek
yaşayan onlarca insanın bir araya geldiği mekânlar oluşmuş. Kimse kimseyi
tanımadığı için bu gruptan bir topluluk yaratmak oldukça güç, hatta imkânsız.
Fakat, kendimden örnek vermek istiyorum, ben büyüme çağındayken eğer toplumun
dışındaysam ve yapmamam gereken bir şey yaptıysam herhangi bir yetişkin beni
korur ve bana bunu yapmamam gerektiğini söylerdi. Ayrıca annemin bundan
haberdar olmasını sağlardı. Sonuç itibarıyla ben, ikinci kez başımı derde
sokamazdım, o yetişkinle sorun yaşamaz ve eve gittiğim zaman ailemle sorun
yaşamazdım. Bu yüzden etrafta başka yetişkinlerin olduğunu bilmek, benim
tamamıyla kendi ailemin orada olduğunu bilmekle aynıydı. Halbuki birçok insanın
yaşadığı büyük konutlarınız olduğu zaman orada kimin yaşadığını kimse bilmez;
bu yüzden etrafta yetişkinler olsa bile sanki yokmuş gibidir. Yapmamız gereken,
özellikle çetelerin olduğu bölgelerdeki programlarımızda bize yardımcı olması
için bir şehir planlamacısının kaynaklarını kullanmak. Çünkü güvenli toplumlar
yaratmak istediğiniz zaman düşünmeniz gereken şeylerden biri de binalardır.
Binalar, güvenli topluma ne kadar katkı sağlamakta, ne kadar engel olmaktadır?
Beş yüz binalı bir yeri devriye gezmekle, elli ailenin yaşadığı bir yeri
devriye gezmek arasında büyük bir fark olduğu gerçektir. İnsan sayısı, merdiven
sayısı, asansör sayısı, ışıkların sayısı bütün bu yerler daha zor bir hâle
gelir.
Bu yüzden belli bir azınlık
grubun suç davranışları gerçekleştirme riskinin daha yüksek olduğunu gösteren
bir kanıt bulunduğuna, bulunabileceğine inanmıyorum. Bence istatistiklerin
gösterdiği, temel denetimin olmadığı tipik göçmen toplumları ve günlük işlerde
çalışan yeterli kaynağı olmayan toplumlarda, kimse çocuğunun yanında
kalmamakta, sonuç olarak çocuklar daha erken yaşlarda yalnız kalmakta ve birçok
sorunlu durumla karşılaşmaktadırlar. Özen gösterdiğimiz konulardan bir başkası,
polisimizin tutukladığı insanlara karşı önyargılı olup olmadığıdır. Polis
biriminde bu tür önyargılara sahip olunmadığını gösteren çalışmalar vardır.
Polis, suç mahalline gittiği zaman şikayet konusu olay ya da suç olayı
gerçekleşmiştir. Bu noktada onların ne yapmaları gerektiği konusunda
seçenekleri çok azdır. En iyisini yapmaya çalışırlar. Toplum, onların sadece
tutuklama yapmak için uğraştıklarını düşünür, çünkü azınlık bölgelerindeki risk
oranı kesinlikle daha fazladır.
Birleşik Devletler’de
toplumdaki ayrıma, yani risk oranı yüksek bölge ile risk oranı düşük bölge
ayrımına izin veren olgu ve olayları azaltmaya çalışmaktadır. Bir örnek
verelim: İki ailemiz var. Biri kariyer sahibi, cep telefonları var, gün içinde
onlara ulaşabileceğiniz ofisleri var, evde bir hizmetçileri ya da çalışan
birileri var. Diğer aile ise iki ya da üç işte çalışıyor. Cep telefonları yok
ve eğer gündüz çalışanı iseler, gün içinde telefon konuşması yapmalarına izin
verilmiyor yoksa kovulabilirler. Bu durumda her iki ailenin çocuklarının çok
küçük bir suç işlediklerini varsayalım. Polis, tabii ki o çocuğu merkezde
tutmak istemeyecektir. Ama aileyi bulmak, haberdar etmek ve çocuğu aileye
teslim etmek zorundadır. Çocuğa bir telefon numarası soracaktır. Ancak
içlerinden sadece biri telefon numarası verebilir: Kariyer sahibi ve cep
telefonu olan, belli bir ofiste çalışan ana-babanın çocuğu. İşte bu fırsat
eşitsizliğini ortadan kaldırmak için ülkemizde (ABD) yapmaya çalıştıklarımızdan
biri, bu durumda çocuğa yardım edebilecek yetişkinlerin sayısını artırmak için
neler yapabileceğimizi araştırmak. Örneğin, “Ben çocuğu tanıyorum, ailesini
haberdar edeceğim, onları da tanıyorum, eğer bu çocuğu teslim etmek üzere
ana-babasını bulamazsanız, beni arayın ve polis merkezine gelirim ve onu
mahalleye geri götürürüm, gece de ailesi gelene kadar onu tutarım” diyebilecek
bir kilise çalışanı ya da bir iş adamı bulmak. Şu koşullar altında böyle birini
bulmak kolay değil elbette, fakat bu, varlıklı bir ailenin “Avukatımı
arayacağım ve avukatım polis merkezine gidip çocuğumu ben gelene kadar tutacak”
demesinden farklı bir uygulama değil. Bu yüzden bu tür bir uygulamayı nasıl
yerleştireceğimizi düşünmek zorundayız, çünkü ancak bu şekilde devam
edebiliriz. Polis biriminin en pahalı uygulaması çocuk bakımıdır. Bu görev,
çocuğun tutukevine gönderilmesini gerektirmez, ancak sonuçta bir tutuklamadır
ve çocuğun yargı öncesi tutuklanmasına dönüşerek tutukevine gönderilmesine
neden olabilir. Azınlık varlığının bulunmadığı ikâmet alanlarında ekonomik
zorluklar da önemli bir etmendir. Buralarda beyaz Amerikan nüfusu da
bulunabilmektedir. Bu nedenle suç oranı yüksek yerlerde daha geniş bir çerçeveden
bakmak gerektiğine inanıyoruz. Önemli olan önyargı, ırk, ayrımcılık vb.
etmenler değil; çocuğu tanınan fırsatlardaki eşitsizliğin ortadan
kaldırılmasıdır. Çünkü amaç çocuğun bindiği, onu kötü yola götüren trenden
indirmek ve başka bir trene bindirmek olmalıdır. Bu çok daha ucuz, sonuçlar çok
daha etkili ve uygulaması çok daha kolay bir yoldur.
NOTLAR:
NOT-1: Bu yazı III. Ulusal Çocuk ve Suç
Sempozyumu (22-25 Aralık 2003) “Bakım, Gözetme ve Eğitim” Bildirileri’nden
alınmış olup bu ve benzeri konularda daha fazla bilgi edinmek için ilgili
sempozyumun kitabına başvurmanızı tavsiye ederiz. Amacımız suç konusunda çıkan
kitaplardan, dergilerden, yazılardan sizleri haberdar etmek; bilgi evrenine ve
Türk kriminolojisine (suç bilimine) katkıda bulunmak ve topluma faydalı
olmaktır.
NOT-2: Bu yazının yayınlanmasına verdikleri izin
ve kriminolojiye yaptıkları bu katkı dolayısıyla Türkiye Çocuklara Yeniden
Özgürlük Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı sayın Nevin Özgün’e çok teşekkür
ederiz. Vakfa, www.tcyov.org adresinden ulaşabilirsiniz.
© www.kriminoloji.com 2002